31 Temmuz 2011 Pazar

Rakiplerimiz Belli Oldu


Merakla beklenen 2014 Dünya Kupası Eleme Grupları bugün belli oldu. En başta şunu söylemek gerekir ki gerçekten çok sıkıcı bir kura çekimiydi. 2. torbadan katıldığımız kura çekiminde pekte kolay bir gruba düşmedik.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Doğum Günün Kutlu Olsun Ümit Davala


Doğum günün kutlu olsun son mohikan Ümit Davala. Yaşadığımız en büyük mutluluklarda hep sen vardın. En kritik anlarda sahneye çıkandın. Milan'a penaltıyı atarken tereddüt etmedin, deplasmandaki Bologna maçında Hakan Şükür'e o müthiş asisti yapandın, Ali Sami Yen'de ki maçta Bologna maçında sağ köşeden çok enteresan bir gole imza attın, finalde Arsenal maçında penaltıyı atarkenki yüz ifaden gözümün önünde. Skibbe zamanında haksızlığa uğramıştın seni yeniden Florya'da görmek çok güzel son mohikan. Doğum günün mutlu olsun nice mutlu senelere...

Bay Ribaund Furkan Aldemir, Sertaç Şanlı ve Hüseyin Göksenin Köksal


Avrupa U-19 erkekler basketbol şampiyonası geçen hafta İspanya'da yapıldı. Ev sahibi İspanya'nın şampiyonluğuyla sonuçlanan turnuvada Milli Takım'ımız turnuvayı altıncılıkla tamamladı. Maçlar canlı olarak yayınlanmadığı için turnuva ve takımımızın oyunu ile ilgili pek bir bilgiye sahip değilim ama istatistikleri inceleyerek özellikle Galatasaray Erkek Basketbol Takım'ımızı yakından ilgilendiren oyuncular hakkında bilgi vermek istiyorum.

29 Temmuz 2011 Cuma

Git Gide Güzelleşiyor | Galatasaray 3-0 Liverpool


Biraz geç oldu ama maç yazısını yazalım. Üstelikte bu kadar iyi oynadığımız bir maçtan sonra yazmamak ayıp olurdu zaten. Dün akşamki kadroya baktığımızda İnter maçının devamı olduğu açıktı. Kadro neredeyse aynıydı. Ayhan'ın yerine Melo, Elmander'in yerine ise Baros sahadaydı. Sistemde yine 4-3-3 olarak devam etti. Evet belki Liverpool'da Gerrard, Suarez gibi isimler yoktu ama Liverpool'du yani. Böylesi hazırlık maçları gerçekten çok daha anlamlı kılıyor hazırlık kampını.

26 Temmuz 2011 Salı

Doğum Günün Kutlu Olsun Sabri Sarıoğlu


Doğum günün kutlu olsun Sabri Sarıoğlu, nice mutlu senelere. Seni beğenmeyenler olabilir ama bizim için ne kadar önemli olduğunu, yokluğunun ne kadar büyük bir yara olduğunu yaşayarak gördük. Allah sakatlıklardan korusun, nice mutlu senelere.

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Geçen Yılın İzlerinden Kurtuluyoruz | Galatasaray 0-0 İnter


Bugün 3. hazırlık maçını oynadı Galatasaray. Her geçen gün hazırlık maçı bile olsa daha da güçlü rakiplerle oynanıyor ki lige hazır olmak açısından bu çok güzel. Maçın başında kadroya baktığımız zaman Fatih Terim'in Twente maçındaki gibi 4-4-2'yi kullanmadığını gördük. Defansın sağını yeni transfer Ujfalusi'yi yerleştiren İmparator Sabri'yi ise sağ içte kullanarak 4-3-3'ü denedi bu maçta. Tabi ki klasik bir 4-3-3 değil. 4-5-1'e yakın bir sistem denedi. Orta sahanın en gerisinde Ayhan, önlerinde ise Sabri ve Selçuk ile iyi bir orta saha üçlüsü kurdu. Sağda Kazım, solda Arda ileri uçta ise Elmander ile hücum presi rahat yapabileceği bir takım vardı.

24 Temmuz 2011 Pazar

Almanya Grand Prix'sinde Zafer Lewis Hamilton'un

Formula 1 2011 sezonunun 10. yarışı olan Almanya Grand Prix'sinde damalı bayrağa ilk sırada ulaşan isim McLaren-Mercedes pilotu İngiliz Lewis Hamilton oldu. Hamilton'u Ferrari'den Fernando Alonso ve Red Bull'dan Mark Webber takip etti. Dünya şampiyonası lideri Sebastian Vettel yarışta 4. olarak tam 11 yarış sonra podyumun ilk iki basamağından inmiş oldu.

Baştan sonra büyük mücadeleye sahne olan yarışta heyecan ilk turdan itibaren üst seviyedeydi. Yarışın ilk turlarında spin atan Vettel öndeki üçlüden koparak bizlere bu sezon ilk defa kendisinin içinde olmadığı bir podyum mücadelesi izletti. Baştan sona kadar birbirlerinden kopmayan Hamilton-Webber-Alonso üçlüsü teknik ekiplerin pitstop stratejileri ile her pitstop da yer değiştirdi ve en sonunda bu taktik savaşından galip çıkan Lewis Hamilton yarışı ilk sırada bitirerek sezonun Çin'den sonraki ikinci birinciliğini kazanmış oldu. Sezon başından beri tüm yarışları domine eden Red Bull'lar ilk defa bu yarışta ilk iki sıraya araçlarını taşıyamayarak sezonun geri kalanı için tüm Formula-1 severleri zevkli bir zirve mücadelesi için umutlandırmış oldu.

Almanya Grand Prix Sonucu:

1. Lewis Hamilton
2.Fernando Alonso
3.Mark Webber
4.Sebastian Vettel
5.Felipe Massa
6.Adrian Sutil
7.Nico Rosberg
8.Michael Schumacher
9.Kamui Kobayashi
10.VitalyPetrov


Pilotlar Klasmanı
------------------
1. Sebastian Vettel (Almanya) Red Bull 216 puan
2. Mark Webber (Avustralya) Red Bull 139
3. Lewis Hamilton (Britanya) McLaren 134
4. Fernando Alonso (İspanya) Ferrari 130
5. Jenson Button (Britanya) McLaren 109
6. Felipe Massa (Brezilya) Ferrari 62
7. Nico Rosberg (Almanya) Mercedes GP 46
8. Nick Heidfeld (Almanya) Renault 34
9. Vitaly Petrov (Rusya) Renault 32
10. Michael Schumacher (Almanya) Mercedes GP 32
11. Kamui Kobayashi (Japonya) Sauber 27
12. Adrian Sutil (Almanya) Force India 18
13. Jaime Alguersuari (İspanya) Toro Rosso 9
14. Sergio Perez (Meksika) Sauber 8
15. Sebastien Buemi (İsviçre) Toro Rosso 8
16. Rubens Barrichello (Brezilya) Williams 4
17. Paul Di Resta (Britanya) Force India 2

Markalar Klasmanı
-----------------
1. Red Bull - Renault: 355 puan
2. McLaren - Mercedes: 243
3. Ferrari: 192
4. Mercedes: 78
5. Renault: 66
6. Sauber - Ferrari: 35
7. Force India - Mercedes: 20
8. Toro Rosso - Ferrari:17
9. Williams - Cosworth: 4

Yeteneğine İhanet Edenler | Berkant Göktan


Berkant Göktan. 12 Aralık 1980 doğumlu ve henüz 30 yaşında. Hepimizin yakından tanıdığı Berkant futbola Bayern Münih alt yapısında başladı. O dönemde Bayern alt yapısının en büyük yeteneklerinden birisi olarak görülüyordu. Zira A takıma ilk kez 16 yaşında alınması potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunun en büyük göstergesidir. Trapattoni onun ilk keşfeden isimdir. 16 yaşında Bayern'in A takımıyla antremanlara çıkmıştır. Mehmet Scholl, Effenberg gibi isimlerle daha çocuk yaşta antremanlarda yer almıştır. Bu bile 16 yaşındaki Berkant için büyük bir deneyimdi.

22 Temmuz 2011 Cuma

Felipe Melo Galatasaray'da


Dibe vurduğumuz geçen sezondan sonra herkesin beklentisi transfer döneminde takımın yeninden yapılanması ve sağlam bir kadro kurulmasıydı. Şu ana kadar transfer dönemini en verimli geçiren takımız bana göre. Takımda sıkıntı nerdeyse o bölgeye çok iyi isimler alındı. Yıllardır çektiğimiz kaleci sıkıntısı Muslera ile giderildi. Kangrene dönen, tüm Türkiye'de dalga konusu olan BAM'lı orta sahanın yerini Türkiye'nin en iyi Selçuk ile takviye ettik. Transfer döneminin bana göre en önemli hamleleri orta sahaya geldi. Selçuk, Ceyhun ve şimdi de Selçuk'un yanına Felipe Melo. Elde de Culio ve Yekta var. Bol alternatifli çok iyi bir orta saha rotasyonu oluşturuldu.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

Yao Ming Veda Etti

1.5 milyar nüfuslu Çin'in spor dünyasına sunduğu nadir yıldızlardan biri olan 2.29'luk dev pivot Yao Ming bir türlü kurtulamadığı sakatlıklardan dolayı basketbola yaptığı açıklamayla resmen veda etti.

12 Eylül 1980 yılında Şangay'da dünyaya gelen Yao basketbolun büyülü dünyası olan NBA'ye 2002 yılında adım attı. Houston Rockets tarafından 1. sıradan draft edilen Yao ilk senesinden itibaren kendini tüm NBA kabul ettirdi. Uzun boyuna rağmen mükemmele yakın şut ve pas yüzdesine sahip olan Yao NBA kariyeri boyunca 476'sı ilk beş olmak üzere 486 maça çıktı, 6 kez de All-Star da oynamayı başardı. NBA kariyeri boyunca maç başına 19 sayı ve 9.2 ribaund ortalamalarını yüzde 52.4 şut isabeti ve yüzde 83 serbest atış isabeti ile yakalayarak tüm NBA severlere ne kadar yumuşak bileklere sahip olduğunu gösterdi.

2009-2010 sezonunda hiç bir maça çıkamayan, 2010-2011 sezonunda sadece 5 maça çıkabilen Yao artık vücudunun basketbol oynamayı kaldırmayacağına kanaat getirerek basketbolu bıraktığı açıklayarak basketbol dünyasının emeklileri arasındaki yerini aldı.

Fernando Muslera Galatasaray'da


Ve sonunda en çok ihtiyacımız olan transfer geldi. Mondragon gitti gideli sıkıntısını çekeriz kalenin. De Sanctis, Leo Franco, Zapata gibi yabancı denemelerin yanında, Orkun, Ufuk, Aykut gibi yerli denemelerde tutmadı. Hoş bizim kalecimiz zaten yabancı olmalı. Zira bizde yerli kaleci kültürü yok.

19 Temmuz 2011 Salı

Vurmayın Çocuğa!!


Antreman fotolarını yeni gördüm daha. Bu fotoğrafa çok güldüm. Arda ve Selçuk sanki Emre Çolak'ı dövecekler gibi. Üçlünün surat ifadelerine dikkat :)

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Tübitak Formula-G ve Hidromobil Yarışları


Tübitak tarafından her yıl düzenlenen ve ülkemizdeki üniversitelerin katıldığı Formula-G ve Hidromobil yarışları 17 Temmuz Pazar günü İzmir Ülkü Yarış pistinde yapıldı.Formula-G yarışlarına 33 üniversiteden 38 araç katılırken Hidromobil yarışlarına 15 üniversiteden 19 araç katıldı. Formula G 2011 güneş enerjili araba yarışlarında son iki yılın birincisi İstanbıl Üniversitesi'nin Socrat adlı aracı yine birinciliği alırken Anadolu Üniversitesi Thunderbird ikinci, ODTÜ Robot Topluluğu takımı üçüncülüğü elde etti.Hidromobil yarışlarında ise İzmir MMO Öğrenci Komisyonu Poseidon-3 aracı ile birinciliği kazanırken İTÜ Hydro-bee ikinciliği, Uludağ Üniversitesi Makina Topluluğu Timsah üçüncülüğü elde etti.

Yarış sonuçları yukarıda belirttiğim şekilde ama bu yazıda sonuçlardan çok değinmek istediğim farklı bazı noktalara değinmek istiyorum. Öncelikle bu yarışlara katılarak Türkiye'de bazı şeyleri değiştirmeye çalışan idealist tüm üniversite öğrencisi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ama onların bu şevklerini kırmak için elinden gelen yapan tüm herkesi diyecek tek bir kelime bulamıyorum. Yaklaşık 750 civarında genç arkadaşım okulları biter bitmez hazırlandıkları bu yarışlara araçlarını yetiştirmek için yaz tatillerinden fedakarlıklar edip tüm eforlarını harcadılar ve bu yarışlara katılmak için İzmir'e geldiler. Ama İzmir'de yarış haftası boyunca yaşanılanlar tek kelime ile tam bir rezillikti. Pist alanında geçen yıllardaki konteynerlerin yerine kurulan çadırların zaten sıcak olan alanı sera yerine çevirmesi, Tübitak gibi ülkemizin en teknolojik kurumunun pist alanında bir türlü yeterli elektrik ve internet hizmetlerini ekiplere sağlıklı sunamaması tüm takımların son hazırlıklarını yaparken büyük sıkıntıya düşmesine sebep oldu. Neyse olur insanlık halidir dediğimiz anlarda yapılan soygunculuk tüm takımlara artık illallah dedirtti. Yarışlara katılan her takıma 3.000 TL destek veren TÜBİTAK (bu araçların yaklaşık maliyeti 75.000-100.000 TL) güvenlik için FIA standartları bahanesiyle bir çok takıma piste getirdiği kendi adamlarından güvenlik kemeri yanmaz tulum ve yarış koltuğu aldırarak ve biz sizin güvenliğinizi düşünüyoruz cümlesiyle vicdanlarını rahatlatmaya çalışarak verdikleri destek ücretinin bir kısmını geri telafi ettiler. Bir de geçen sene ki yarış pilotlarına 105 TL ye 2 sene boyunca geçerlidir diyerek verdikleri sürücü lisanslarını bu sene geçen seneki yarış pilotlarıyla katılan ekiplere onlar geçerli değil yenisini çıkartmak zorundasınız diyerek birazınıda öle telafi ederek kendi terazileri dengelemişlerdir muhtemelen.Ayrıca bizim güvenliğimizi isteyen yetkililerin Işık Üniversitesi aracında çıkan yangın esnasında nerede olduklarını soruyor ve yangına ilk müdaheleyi yapan tüm üniversiteli arkadaşlarıma teşekkür ediyor, yaşadıkları şanssızlıktan ötürü yarışa katılamayan Işık Üniversitesi ekibine geçmiş olsun diliyorum.

Diğer değinmek istediğim konu ise bu yarışlar için gerekli tanıtımın yapılmamasıydı. Zaten yarışlara gelene kadar gerek üniversite yönetimleri tarafından gerek şehirlerindeki sanayiciler tarafından yeterli desteği göremeyen takımlar, Tübitak ve organizasyonu düzenleyenlerden de yedikleri darbeden sonra tek ümitleri kendi yaptıkları araçları halkımıza göstererek onların beğenilerini kazanarak en azından biraz sevinmek istiyorlardı. Ama yarışın yapıldığı şehirde yapılmayan tanıtımlar pistin 1000 kişilik tribünlerini bile dolmamasına sebep oluyordu. En azından geçen seneki gibi yarış TV den canlı yayınlanır diye ümit eden ekipler yarış günü yarışların canlı yayınlanmayacağını öğrenince yayın akışlarında kim bikiniyle yakalandı kim kiminle el ele görüntülendi hangi dizi karakteri ne yaptı diye anlatan magazin programlarına yer vermekten bu yarışa yer veremeyen TV kanallarımıza da saygı duymakla yetiniyordu ve nitekim yarışa katılan üniversite öğrencileri ile onları aile ve arkadaşlarının takip ettiği bir yarıştan öteye geçemedi bu yarışlar. Her ne kadar kendisinin araçları incelemesi yüzünden pistte güneş altında dakikalarca bekleyip kavrulmamıza rağmen bizleri onure eden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı'na şimdilik teşekkür edip söylemlerinde ne kadar samimi olup olmadığını zaman içinde bizlere göstermesini bekliyorum

Son olarak da yarış sonuçlarını belirlemekte bile aciz olan TÜBİTAK'a sitem ile yazımı sonlandırmak istiyorum. Araçlara yerleştirdiği transponderlerdeki verilere göre açıkladığı sıralamada 3. olan Gaziantep Üniversitesi Oretrion aracının 6. sıradaki Odtü aracının yaptığı itiraz sonucu Odtü'yü 3. Oretrion'un ise ödül törenine kısa bir süre kala 4.olarak açıklamasına ise koskoca TÜBİTAK yetkilileri ve yarış komiserleri sıralamayı belirleyemiyor da Odtü nasıl belirliyor demekle yetiniyor ve yinede Gaziantep Üniversitesi Oretrion ekibini yürekten tebrik ediyorum.

Tüm olumsuzluklara rağmen ellerinden geleni yapan tüm üniversiteli arkadaşlarımın ellerine sağlık diyorum sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum.



17 Temmuz 2011 Pazar

Skibbe Es-Es'te


Galatasaray'ın eski teknik direktörü Michael Skibbe 3 yıllığına Eskişehirspor'la anlaştı. Aslında bu büyük bir süpriz oldu hepimiz için çünkü gündemde olan birşey değildi. Galatasaray'dan sonra Eintracht Frankfurt'un başına geçmişti. İyi geçen ilk sezondan sonra bu sene kötü gidişe dur diyemeyince Skibbe kovulmuş ve yerine Daum gelmişti. Ama Frankfurt'u Daum'da kurtaramamış ve küme düşmüştü.

2011-2012 Sezonu Formalarımız Tanıtıldı


Aylardır beklediğimiz formalarımızın tanıtımı nihayet bugün yapıldı. Sezonun sonlarına doğru Adidas ile sözleşmenin fesh edilip Nike ile anlaşılması taraftarlar arasında büyük heyecan yaratmıştı. Zira benim gibi Adidas'tan nefret eden taraftarın sayısı hiçte azımsanmayacak kadar fazla. O tarihten sonra bir çok haber çıktı. Galatasaray Formaları Blog en uğrak yerlermizden olmuştu. Zira gelen haberlerde gerçekten çok umut vericiydi. Elit kategoride yer aldığımız açıklandı. Bu beklentileri daha da arttırdı.

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Unutamadıklarımız | Sasa İlic


Aslında uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu Sasa İlic ama bir türlü yazamamıştık. Tabi bizim ki birazda üşengeçlik ya neyse. Hagi ile yollarımız ayrılmıştı o dönemde ligi 3. bitirmiştik. Herkes yeni teknik direktörü merak ediyordu ve Belçikalı Gerets gelmişti. Sonra transferler falan derken Sasa İlic'de o dönem kadroya katılan isimlerdendi. Bilen elbette biliyordu İlic'i ama bilmeyip sallayanda çoktu. Zira göreve çok büyük vaadlerle gelip ilk 3 sezonda hüsran yaşan rahmetli Canaydın için çok kritik bir dönemdi o. Yanılmıyorsam 2. kez başkan seçildiği senenin yazıydı İlic ve Gerets'in takıma katılması.

12 Temmuz 2011 Salı

Aklınızdan Çıkarmayın TÜRKİYEDİR GALATASARAY



Hep oyunlar, senaryolar
Sustuysak bir yere kadar
Aklınızdan çıkarmayın
TÜRKİYEDİR GALATASARAY

Sizin Kime Hizmet Ettiğiniz Ortada


Dün herkes Mehmet Ali Aydınlar'ın açıklamalarını resmen ağzı bir karış açık izledi. Gerek aldıkları kararı açıklarken, gerekse akşam bağlandığı Telegol programında Fenerbahçeliliğini cümle aleme birinci ağızdan açıkladı. Dünkü açıklamalardan sonra herkesin beklentisi Galatasaray Camiasının bu mantık dışı, saçmalığın, fanatikliğin sınırlarını zorlayan karara bir tepki göstermesiydi. Kaldı ki bu tepki gelmeyince taraftarlar Başkan Ünal Aysal'a tepkisini açık açık dile getirdi. Eğer bugün bu açıklamayı yapmamış olsaydı Başkan'da büyük tepki görecekti taraftarlardan.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Gökhan İnler Napoli'de


Şu Türkiye Ligi gündeminden biraz uzaklaşalım. Haftalardır konuşulan, kesin gözüyle bakılan bir transfer daha netleşti sonunda. Bazı futboldan anlamayan insanlar var bildiğin futbol cahili. Piyasası her geçen gün artan böylesine bir oyuncuyu Türkiye'ye getirmenin imkanı yoktu zaten. Seria A'da kendini ıspatlamış kalbur üstü oyuncuların başında geliyordu Gökhan. Zira bana göre bir sıçrama yapmada geç bile kalmıştı diyebiliriz.

Türk Futbolu Bugün Ölmüştür


Bu nasıl bir mantıkdır, bu nasıl bir düşüncedir. Şikeyi yapan Fenerbahçe'nin başkanı tutuklandı, asbaşkanı tutuklandı, şike yaptıkları Sivasspor'un başkanı tutuklandı, kalecisi tutuklandı, Eskişehirspor'un teknik direktörü tutuklandı, sportif direktörü tutuklandı, eski federasyon başkanı şu an sorguda. Kısacası aynı boku yiyen herkes tutuklandı içerde şu anda. 8 aydır yapılan takibin, toplanan delillerin neticesinde tutuklandı bu kişiler. Haybeye içerde değiller şu anda. Sen hangi akla hizmet herşey planlandığı şekilde devam edecek dersin Mehmet Ali Aydınlar. Aslında en büyük delil yukarıdaki fotoğrafındır senin. Zaten sana güvenmediğimizi, asla doğru bir karar vermeyeceğini her yerde dile getirdik. UEFA'ya mail bile attık bu ülkede sana güvenilmediğini belirtmek için. 

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Kris Boyd Es-Es'te / İskoçların Kapışması


Bu sezon Anadolu kulüpleri içinde belkide en büyük bombayı Eskişehirspor patlattı. Kris Boyd gerçekten çok önemli bir isim. Kariyeri boyunca oynadığı takımlarda hep 1 numaralı golcü o olmuştur. Oynadığı liglerin hep kalburüstü golcülerinden olmuştur.

5 Temmuz 2011 Salı

Huzurlarınızda Yeni Kral 'Novak Djokovic'


Novak Djokovic tenisteki adıyla namı değer 'Nole'. Nole artık tenis erkekler klasmanının en üst basamağında.

Bu basamağa bu sene 48 galibiyet ve 1 mağlubiyet gibi muhteşem bir seri ile ulaşan Nole tenisin en prestijli turnuvası olan Wimbledon'da finale çıkarak garantilediği 1 numarayı kendisinden önceki 1 numara olan Rafael Nadal'ı yenerek tamamen perçinledi. Çünkü Nole Nadal'a yenilse idi klasmanda 1 numara olsa bile bu mağlubiyetten ötürü bir önceki yazımda bahsettiğim gibi gerçek 1 numara o değil de Nadal olarak lanse edilecekti. Ama kendisi finalde muhteşem bir oyun ortaya koydu ve 3. set hariç tüm maçı domine ederek bu ihtimalleri ortadan kaldırdı ve o koltuğu hakettiğini herkese ispatladı.

Peki Nole bu koltuğa nasıl geldi. Tenisin kurtlar sofrasına 2003 yılında giren Nole 2006 yılında kendini göstermeye başladı ve 2007 yılında gelen ATP Masters şampiyonluğu ardından US Open finali ile 3 numaraya kadar yükseldi. Ancak o dönem grand slamleri domine eden Nadal ve Federer'e karşı grand slamlerde hep boynu bükük ayrıldı ve ikilinin arkasında kaldı hep. Bunun sebebide Nole teknik olarak bu ikiliden çok geride olmasa bile mental olarak baskının yüksek olduğu anlarda hep kaybeden taraftı ve fizik olarak bu ikiliye ayak uyduramıyordu. İşte Nole eksik olan bu iki yönünü geliştirdiğini Nadal'ı son 5 karşılaşmalarında (4 Masters serisi finali, 1 grand slam finali), Federer'i de son 4 karşılaşmalarının 3'ünde yenerek ispatlıyordu. Tam emin değilim ama Nole'nin doktoru olması lazım Nole'nin bir besin maddesine olan alerjisini tespit ediyor ve o maddenin Nole'de zihinsel olarak sorunlara sebep olduğunu saptıyor, Nole'ye o maddenin olduğu besinleri yasaklayarak kendisinin bu sorunları aşmasını sağlıyordu.

Ama bana göre bu konuda son noktayı Rafael Nadal Nole'ye kaybettiği bu son beş karşılaşmadan hangisi hatırlamıyorum ama birinin sonrasında şöyle diyerek koyuyordu: ''Kendimi geliştirmek için hala sürekli çalışıyor yeni şeyler deniyor ve sürekli antreman yapıyorum ama şu sıralar bunları benden çok daha iyi yapan biri var.''

İşte Nadal'ın bahsettiği o kişi olan Novak Djokovic 2 Şubat 2004 tarihinden beri ilk kez 1 numaraya Nadal ve Federer dışında birisinin oturmasına sebep olarak tenis tarihinde bir devri kapatarak yeni bir deviri açıyordu.

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Elveda Aslan Yürekli


8 Temmuz 2010 günü açıklanmıştı Lorik Cana transferi. 4 gün daha kalmış olsaydı tam 1 yılı dolacaktı kulüpte. BAM üçlüsü ile adeta kangrene dönen orta sahamıza ilaç olsun diye alınmıştı. Sezon başında sakatlıktı falan derken ilk haftalarda forma şansı bulamadı. Oynamaya başladıktan sonra ise önce Rijkaard gitti. Sonrasında Hagi dönemi başladı. Hagi'nin ilk maçı olan Fenerbahçe maçındaki sert oyunu ile rakibi bezdirmişti adeta. Sahada herkese kabadayılık taslayan Emre yanına yaklaşamıyordu Cana'nın ve o gün alınan puanda en büyük pay sahiplerinden biriydi gizli kaptan Lorik.

2 Temmuz 2011 Cumartesi

Gerçek 1 Numara Hangisi? 'Nadal' vs 'Djkovic'


Sezonun 3. grand slam turnuvası olan Wimbledon'da tek erkeklerde finalin adı belli oldu. Erkekler tenisinin 1 numarası Rafael Nadal ve pazartesi gününden itibaren yeni 1 numara olacak olan Novak Djkovic pazar günü bizlere mükemmel bir maç izletecekler gibi. Bu maçla ilgili görüş ve bilgilerden önce ikilinin yarı final mücadelerinden bahsetmek istiyorum.