28 Ekim 2011 Cuma

Doğum Günün Kutlu Olsun Milan Baros


Doğrum günün kutlu olsun Milan Baros. Onun ile ilgili aklımdan çıkmayan karelerden birisidir bu. Bayrak adam tabiri Baros için iyice oturmuştur bu resimden sonra. Galatasaray'da ki 4. sezonunda ve uzun yıllarda kalır umarım. Devre arasında gidecek söylentileri inşallah gerçek olmaz ve daha uzun yıllar tribünlerde Milan Baros'un gollerine seviniriz.


Tabi bir de bu fotoyu ekleyelim. Geçen sezon Ankaragücü'ne 4-2 yenildiğimiz ve akabinde Rijkaard'ın gönderildiği maç. Baros tek başına direniyor adeta. Ve en sonunda depar atmaktan sakatlanıyor. Tribünler ona tezahürat yaparken o gözyaşları içinde sekerek oyunu terkediyor. Ağlıyor ama hırsından ağlıyor. İşte böyle bir adam Milan. Doğum günün kutlu olsun Baros. Nice mutlu senelere. Kariyerinin sonuna kadar Galatasaray'da kalman dileğiyle.

23 Ekim 2011 Pazar

Yaratıcılığa En İyi Çözüm / Marvin Martin


Fransa'nın son 2-3 yıldır en çok dikkat çeken oyuncularındandır Marvin Martin. Ünal Aysal başkan seçildiğinde kulislerde Drogba ile birlikte adı çok geçmişti. Alınmasını en çok istediğim oyunculardandı sezon başında ismi geçenlerden. Gerçekten ilgilenildimi bilmiyorum ama eğer almayı düşünüyorsak ancak Sochaux'dan alabiliriz. Çünkü gideceği takım en büyüklerden birisi olabilir.

21 Ekim 2011 Cuma

Antalyaspor 0-0 Galatasaray | İyi Savunma Sıfır Yaratıcılık


Maç ile ilgili birşeyler yazmak için öncelikle kadroya bir bakmak gerekir. Bursaspor maçı sonraki yazımda İmparator'un 4-4-2'yi daha sık denemesi gerektiğinden bahsetmiştim ve ileri uçtaki ikilininde Elmander-Sercan değil Elmander-Baros olması gerektiğini demiştik. Nitekim İmparator'da mantıklı olanı yaptı ve ileri uca bu ikili ile başladı. Tabi sistemdeki bu değişikliğin nedeni Engin'in olmayışıydı. Ancak sol haftalarda vasat Riera'nın yerine Aydın'ın olacağını eminim kimse tahmin etmiyordu. Riera'nın bu hali bile Aydın'dan daha iyi orası kesin. Solda Aydın sağda Eboue, ortada Melo ve Selçuk ile çıktık maça.

16 Ekim 2011 Pazar

Galatasaray 2-1 Bursaspor / Kazanmayı Öğreniyoruz


Maçtan ziyade takımdaki değişikliklerle başlamak gerekir yazıya. Geçen sezonu hatırlayın (şimdi diyeceksiniz nerden hatırlattın diye) özgüveni kaybolmuş bitik bir takım vardı. İmparator'un aşması gereken en büyük problemlerden birisiydi bu. Ama bu sorunu daha hazırlık kampındaki maçlarla çözdüğünü gördük. Mücadele etmeyen takımda gitmiş yerine mücadele gücü had safhada bir takım geldi. Gücü yettiği kadar çabalayan, pes etmeyen bir takımımız var. Gücü yettiği kadar diyorum çünkü takım 90 dk üst düzeyde mücadele edecek güce henüz sahip değil bu da zamanla olacaktır. Ama geçen seneye göre bana göre en büyük artımız ise; takım tekrar kazanmayı öğrendi...

12 Ekim 2011 Çarşamba

Teşekkürler Oktay Mahmuti Teşekkürler Yenilmez Armada GS-FB: 103-97


Yer Kayseri, Cumhurbaşkanlığı Kupası mücadelesinde rakip ezeli rakibimiz Fenerbahçe Ülker muhteşem atmosfer, muhteşem mücadele ve sonunda yıllar sonra erkek basketbol branşında kazanılan ilk kupa. Bizlere bu mutluluğu yaşattığınız için bu renklere gönül veren herkes sizlere minnettar. Bu başarıda emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.


Fenerbahçe Ülker: Ukiç xx 17, Ömer xxx 11, Jerrells xx 2, Preldziç xxx 17, Erbil x, Kaya x 2, Gist xxx 18, Oğuz xxx 7, Hakan x, Berkay x, Bogdanoviç xxx 21, Vidmar xx 2

Galatasaray: Shipp xx 5, Lakoviç xx 8, Caner xx 6, Shumpert xxx 22, Tutku x 3, Andriç xx 22, Paçulia x, Furkan xxx 10, Lucas x 2, Songalia xx 4, Ender xxx 18, Cevher xx 3

1. Periyot: 19-21
Devre: 39-38
3. Periyot: 54-58
4. Periyot: 78-78
1. Uzatma: 85-85
2. Uzatma: 97-103

4 Ekim 2011 Salı

Sil Baştan Bir Takım Yaratmak: Oktay Mahmuti


Çok değil bundan 6 sezon önce ligde kalmak için play-out maçları oynayan, 2 sezon önce teknik kadronun sezon öncesi hazırlık maçında cezalı oyuncu oynatma fiyaskosu yüzünden aldığı ceza sonucu ligden düşmekten son anda kurtulan bir takımdı Galatasaray erkek basketbol takımı. Ama geçen sezon öyle biri geldi ki bu takımın başına bir anda takımın gidişatı bambaşka oluvermişti. O dirençsiz, bir iki yabancı oyuncunun eline bakan, büyük maçları kaybedip sadece orta seviyedeki takımlara karşı maç kazanabilen takım gitmiş, kadroda ki 12 oyunucunun da katkı sağladığı, yenildiği maçlarda bile sonuna kadar mücadele eden bir takım gelmişti. Herkes sezon içinde böyle mücadele edilebilir ama play-off lar da işin rengi değişir diyordu. Ama değişen bir şey olmamış aksine takım her geçen gün keyif vermeye başlamıştı. Finalde ezeli rakibi Fenerbahçe Ülker'e kaybetmesine rağmen sergilenen mücadele herkes tarafından takdir edilmişti. Bu sezon ise hedefler büyümüş Euroleague'e katılmak kafaya konulmuştu. 8'li elemelerde takımımız Avrupa'nın 3 önemli basketbol ülkelesinin (Yunanistan'dan PAOK, Fransa'dan Asvel, Litvanya'dan Rytas) temsilcisini saf dışı bırakarak Avrupa basketbolunun en önemli ligindeydi. Ne sponsorluk anlaşması ile ne de vakti zamanınında yapılan lisans sözleşmesi ile sadece ve sadece kendi hakkıyla katılmaya hak kazandı. Bu haftada Türkiye Kupası gruplarında üçte üç yaparak 8'li finallere gitmeye hak kazanmıştı. Sezon öncesi istatistiklerimiz hazırlık maçlarında 9 galibiyet-1 mağlubiyet, resmi maçlarda 6 maç 6 galibiyet.

Peki ne değişti de bu takım 2 senede bu kadar yol katetti? Tek bir cevabı var bu sorunun o da günü kurtarma amaçlı hareketler değilde ileriye dönük yapılanma hareketi ve bunu yapabilecek en iyi ismi takımın başına getirmek: Oktay Mahmuti... Koç Oktay Mahmuti yıllardır tribünlere ''Başarılar gelir geçer asaletin bize yeter'' diye tezahürat eden ama o asalete sahip bir takımı olmayan bizlerin sesini duymuş olmalı ki koçumuz öyle bir takım yarattı ki sil baştan bizler yenildiğimiz zaman bile salondan takımımızı alkışlarla tezahüratlarla uğurlar olduk. Anlık başarılar dışında uzun vadeli düşünerek, anlık başarı değil de uzun vadeli başarılar hedefleyerek, her maç üstüne koyan bir takım oluşturdu. Yıldız oyuncu değil de takımın ihtiyacı olan bölgeye ve takıma en çok katkı verebilecek oyuncu transferleri yaptırdı.

Ve sonuç olarak ortaya sadece biz Galatasaraylıların keyif alarak izlediği bir takım değilde tüm basketbol severlerin zevkle izlediği bir Galatasaray Basketbol Takım'ına sahip olduk.

Her zaman dediğimiz gibi ''Söyle Aslan yürekli hocam hangi şampiyonluk sizin yüreğinizden daha büyük'' Teşekkürler Oktay Mahmuti....

2 Ekim 2011 Pazar

Ankaragücü 0-3 Galatasaray | Doğru Yolda İlerliyoruz


Uzun zaman oldu yazmayalı artık bir geri dönüş yapalım. Hemde böylesi güzel bir galibiyetle. Öncelikle Ankara deplasmanlarının yeri bizim için ayrıdır. Çünkü Galatasarayımızı çıplak gözle yılda 2-3 kez ancak izleyebiliyoruz. O yüzden maçta yine tribündeydik. Takımda geçen haftadan farklı olarak sadece kalede Muslera vardı onun dışında sistem de oyuncularda aynıydı. Maçın başında biraz orta saha mücadelesi şeklinde bir oyun olsada kontrolü çabuk elimize aldık. Zira Ankaragücü'nün bu haliyle bize sorun çıkarması zaten pekte mümkün değildi. 

Haydi Aslan Yürekliler


Galatasaray Erkek Basketbol Takımımız Eurolig mücadelesinde yolun sonuna geldi. Litvanya'nın Vilnius kentinde bulunan Siemens Arena'daki sekizli finallerde ilk maçında Yunan ekibi Paok'u 77-64, ikinci maçında Fransız Asvel'i 93-83 mağlup eden ekibimiz bugun akşam 19.00'da Litvanya temsilcisi Lietuvos Rytas Eurolig biletini kapmak için parkeye çıkacak. Geçen seneki mücadelesine kaldığı yerden devam eden takımımız ilk iki müsabakasında bazı kısa bölümler dışında oyunun mutlak hakimiydi. Tam bir takım oyunu oynayan ekibimiz hiç bir oyuncuya bağlı olmaksızın hangi beş oyuncu parkede olursa olsun mükemmel mücadele ederek final müsabakasına oynamaya hak kazandı. Takım oyunun en güzel görüntülerini salonda herkese gösteren ekibimiz bunun en büyük göstergesi olarak ilk maçımızda 11-7 ikinci maçımızda 21-10 gibi rakamlarla rakiplerine asist üstünlüğü kurdu. Şimdi ekibimiz karşısında Eurolig tecrübesine sahip Lietuvos Rytas.Rakibimizin bizden tek artısı müsabaka kendi evlerinde oynanacak ve yaklaşık 10.000 taraftarları onları destekleyecek olması onun dışında bizden hiç bir artısı olmayan Litvanya temsilcisi karşısında ekibimize canı gönülden inanıyor ve şanlı tarihimize bir de Eurolig'de oynama başarısını ekleyeceklerine güveniyorum. Kendine büyük diyen başka takımlar gibi birleştirme, sponsorluk olayları ile değil sadece ve sadece kendi hakları, kendi mücadeleri ile bunu yapacaklar.

Haydi Aslanlarımız yolunuz açık olsun...