30 Eylül 2010 Perşembe

-Brezilya Dizisi- V2


Dünkü yazıya devam edelim. Fotoğrafda yine aynı oldu ama bu yazıda onun diğer versiyonu zaten. Dün Galatasaray'a faydalı olan 3 Brezilyalıdan bahsetmiştik. Bugün ise takıma biraz faydası dokunan veya hiç bir fayda sağlamayan hatta kulübe zarar verenlerden bahsedeceğiz.

29 Eylül 2010 Çarşamba

-Brezilya Dizisi- V1


Aslında bu yazıya en uygun resim Elano'nun yedek kulübesinde tek başına oturduğu resimdi ama o resmi son günlerde o kadar çok gördüm ki gıcık olmaya başladım o resime. Bu resimde oldum olası hep hoşuma gitmiştir bari gider ayak bu resmi kullanayım dedim. Görünen o ki bir Brezilya dizisinin daha sonuna gelmek üzereyiz.

20 Eylül 2010 Pazartesi

+2 ve Emmanuel Emenike & Ariza Makukula


Yıllardır özellikle Fenerbahçe'nin dert yandığı konulardan biridir yabancı statüsü. Her Avrupa maçından sonra bu karşı takımda şu kadar yabancı var bizde ise bu kadar derler. Ama 4 yabancı ile UEFA Kupasının alındığınıda hep görmezlikten gelirler. Her neyse konumuz bu değil. Konu bu sezon yürürlüğe giren 6+2+2 statüsü ve Galatasaray.

19 Eylül 2010 Pazar

Bucaspor 0 - Galatasaray 1


1-0 ile yola devam ediyoruz. Galatasaray durgundu ama böyle bir zeminde çokda iyi bir futbol beklemekte gereksiz aslında.

14 Eylül 2010 Salı

Gökhan Yavuz ve Raşit Ek...


Bülent abi(acetobalsamico) kendi blogundan bir çağrı yapmış bütün futbolseverler için özelliklede
Galatasaraylı olup bu durumu göz ardı etmek ayıpların günahların en büyüğü olurdu
diye düşünüyorum.
Kanat Atkaya'ya bu konudaki hassasiyeti sebebiyle minnettar olduğumu söylemek
isterim.
Umarım çabalarımız sonuca varır.

Ölenlere Allahtan rahmet,yakınlarına başsağlığı diliyorum...

Seyrantepe'ye isimlerini verin

Gökhan Yavuz 30 yaşındaydı, Raşit Ek ise 20. Bayram günü öldüler. G.Saray’ın stadı için öldüler. G.Saray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.
GÖKHAN Yavuz 30 yaşındaydı. Raşit Ek 20 yaşındaydı.Bir bayram günü, akşam üzeri, Galatasaray’ın Seyrantepe’deki yeni stadı için kanalizasyon kazısı yaparken öldüler. Bayram günü öldüler. Galatasaray’ın stadı için öldüler.
Gökhan ve Raşit, Galatasaray nice bayramlar yaşasın diye, bir bayram günü öldüler. Galatasaray’ın boynunun borcudur bu iki işçi kardeşin adlarını yaşatmak.
Haber ulaştığında içim daraldı, ruhum karardı.
Zayiat olmasınlar
Twitter’a not düştüm “Adları keşke yeni stadın iki kapısına verilse. Gücümüz yeter mi, deneyelim mi?”Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı, Karşıyakalısı... Takım tutanı tutmayanı “Deneyelim, yanındayız” dedi... Deniz Ülke Arıboğan, Ali Atıf Bir, Bülent Timurlenk, Bener Onar gibi eli medyada kalem tutanı, spor seveni ve sevmeyeni “Yürü” dediler. Gökhan Yavuz ve Raşit Ek bir bayram günü, kanalizasyon kazısı yaparken Galatasaray’ın yeni stadı için öldüler. Büyük inşaatlar için normal kabul edilen zayiat olarak, bir küçük haber haber olarak düşmesinler tarih toprağına.
İsimleri iki kapıya verilsin.
Mutlulukla analım
Mutlulukta, kederde analım iki kardeşimizi. Zor mudur?
Yetki mi gerekir?
İkna mı gerekir?
Kampanya mı gerekir?
Öldü arkadaşlar bir kanalizasyon kazısında; vicdan gerekir. Haydi Galatasaray, yaşat adlarını, üzme bizi...
Raşit 20 yaşındaydı, Gökhan 30...
Bir bayram günü öldüler.
Daha lafa gerek var mı? / KANAT ATKAYA

Galatasaray 1 - Gaziantep 0



Bir stres dolu maçın zor da olsa sonunu iyi bitirebildik . Aslında çok da şaşırmamak gerek şöyle ki; sakatlıktan yeni çıkmış futbolcularımız(kewell,aydın,pino,elano) ve takıma alışma döneminin daha başında olan Misi ve İnsua ile beraber toplamda hazır olmayan 6 futbolcumuz vardı saha içinde . Böyle bir kadronun topun arkasında olması,iyi pas yapmasını beklemek saçmalıktan öteye gitmez bu nedenle en azından bir 3 hafta süre vermek gerekir bu kadrodan tam anlamıyla verim almak için .
Çıkan 11'e şöyle bir bakacak olursak eğer artık Ufuk'u 11 için banko yazmanın vaktinin geldiğini ve Aykut'a yedek kalecilik yolunun göründüğü apaçık ortadadır fakat Ufuk, sol ayaklı bir kaleci olarak stoperlerin geri paslarında topu uzaklaştırması gereken konularda sıkıntı yaşıyor . Bu konuda stoperlerin Ufuğun sol ayağını kullanabileceği alana pası atması gerekir ki Neill'ın maç içindeki birkaç geri pasında buna dikkat ettiğini gördük ama pozisyon gereği Ufuğun sağ ayağını kullanması gereken pozisyonlarda ise Ufuğun yetersiz kaldığı görünüyor biraz bu konunun üstüne gitmesinde fayda görüyorum ben . Golü bulduktan sonraki bölümde Ufuğun zaman geçirdiğini,yavaş hareket ettiğini gördük hatta stattakiler 'yeeaaa büyük takımın kalecisine bak zaman geçiriyo yeaa' dercesine Ufuğu ıslıkladı ama takip edenler hatırlıyodur ki Rijkaard takımın önde olduğu zamanlarda futbolcuların gereksiz ve aceleci tavırlardan şikayet etmişti o yüzden Ufuk dahil herkesi maç içinde öne geçtiğimiz dakikalardaki oyunun durduğu anlarda acele etmemeleri için uyardığını ve takımın bunu uygulamaya başladığını gözlemlemiş olduk Gaziantep maçıyla birlikte.

Savunmaya geçtiğimiz zaman sağ bekte Ali Turan bildiğimiz tutuk oyununa devam ediyor yinede ben A.Turanın bu takımın savunması için en iyi alternatif olduğunu düşünüyorum.Sol bekte ise yeni sezonda sadece 1 özel maç oynayabilmiş ve takımı tanıma aşamasında olan İnsua'nın performansıyla sınıfı geçtiğini ancak asıl yorumun ilerleyen haftalarda yapılabileceğine inanıyorum.Servet-Neill ikilisi de görmeye alışık oyun düzenlerinde oynadılar. Özellikle Servet, Sivas maçında gol yedirten ve her maç yapmaya devam ettiği pozisyonunu kaybetme hatasını bu maçta da devam ettirdi keza bir pozisyonda taraftarın gazına gelip sağ açıktan yardırmaya kalktı akabindeki pozisyonda boşalttığı alanı M.Sarp doldurdu.Hazır söz Sarp'a gelmişken bahsettiğim pozisyondaki Servet'in açığını kapamayı düşünmesi beni hem şaşırttı hem de bir o kadar sevindirdi.Maçın içinde ise diğer maçlardan farklı bir görüntüsü yoktu yine kaçak dövüştü,,bastığı adamlara eskortluk yapmaya devam etti . İlk yarıda ceza sahasında Emre Güngör ile olan pozisyonunda hakemin tehlikeli hareket vermesine ise kesinlikle katılmıyorum .


Sezon başından beri daha iyiye giden bir Ayhan var . Bu gidişle iyi bir Cana'nın partnerinin kendisi olacağını gösterdi. Her zamanki gibi defanstan pas alıp topu ileri taşımaya çalışan tek isimdi-zaman zaman Misi gelse de - fakat bunun yanında defansta aksadı hem yaşı sebebeiyle hem de yanında Sarp olunca bu eksiği daha da gün yüzüne çıktı.

Misimoviç ise daha 10 gün öncesine kadar nerde oynayacağını bilmeyen bir futbolcu olarak biraz zamana ihtiyacı olduğunu hissettirdi . Ceza sahası yayında yakaladığı şansı sağ 90'a kesme bir vuruşla asacağına inanırken kalecinin göremeyeceğini düşünüp defansın altından vurduğu şut dışında hucüm anlamında akılda kalan pozisyonu yok ama defansa yakın oynama çabası ve topun olduğu yerde bulunma isteği göze çarpan özellikleriydi.

İleri uçta ise sağ açık tercihiyle bize süpriz yaptı Rij. Bütün hafta antremandaki performansıyla övgü alan Pino'nun 11 çıkmasını bekleyenler yanıldı daha da doğrusu unuttukları bişey vardı-bu kişilere bende dahilim- Pino sakatlıktan yeni çıkmıştı . Bu yüzden sağ açıkta Elano'yu tercih etti ama arkasında A.Turan olması sebebiyle fazla etkinlik gösteremedi bu sistemde Elano sağ açık oynayacaksa arkasında mutlak suretle Sabri oynamalıdır.

2.yarıda Elano'nun yerine giren Aydın ise bizi yine ümitlendirdi. İkili mücadelelerde daha diriydi ama ben yine bel bağlayıp düzeleceğine inanmak istemiyorum ona çünkü hep hayal kırıklığı yaşattı bize Aydın bugüne kadar o yüzden en iyisi inşallah beni yanıltır deyip Kewell'a geçmek. Kewell'ın sakatlıktan yeni çıktığı net bir şekilde ortadaydı çok ağır kaldı, ara sıra sol açıkta bire birlerde yaptığı driplinglerinde bile hızlanamadı ama haftaya istediğimiz seviyede bulacağımıza inanıyorum bu takımın gözü kapalı ilk 11'e konulcak birkaç oyuncusundan biridir Kewell.

İleri uçta ise takımın alışma evresinden en çok etkilenen Baroş vardı. Alıştığımız topu alıp sağ veya sol kanada sürükleyip oradaki kanat oyuncusuyla yaptığı duvar paslarında yine başarılıydı zaten penaltı pozisyonu da onun eseri diyebiliriz. Fakat takım oturdukça 'Misi verdi Baroş attı artık görmeye alıştığımız goller bunlar ' sözünü çok dinleyeceğiz gibi Lig Tv'den...


Mustafa Denizli'nin Lig Tv'deki yaptığı yorumada katılmadan edemeyeceğim Gs'ın ideal 11inde hücum anlamında Baroş dışında çok hızlı futbolcuların olmadığından bahsetti bu nedenle topu koşturmaları, iyi ve çabuk top çevirmeleri gerektiğini fakat orta sahadan çıkarken bunu beceremediklerini söyledi . Kesinlikle doğru bir tespit maalesef ağır kalıyoruz,çabuk karar veremiyoruz fakat şöyle de bir durum söz konusu ; orada pas hatası yapandan çok pas almaya gelmeyenlerin hatası vardır bunu daha önce de söylemiştim ama hala bu sıkıntı devam ediyor. Misi ve Cana'nın takıma tam oturmasıyla beraber bu problemin üstünden geliriz diye düşünüyorum .

Son sözümde Lig Tv'ye . Tamam anladım çok para verdiniz o saniyede bilmem kaç defa fotoğraf çekip anı yavaşlatan adını hatırlayamadığımı kameraya ama 90 dakikada yaşanan her pozisyonu bir de bu açıdan bakın diyerek 10 15 saniye bize izletmeyin rica ediyorum . Kaç tane pozisyon kaçtı bu yüzden . Sakatlanan adamın bir yerlerini çekeceğinize,Servet'in sümkürmesini göstereceğinize,uzatma dakikalarını kaldıran 4. hakemi yakalayıp dakikayı o şekilde göstermeye çabalayacağınıza sakatlık anlarında veya oyuncu değişikliği sırasında gösterin ne gösteriyorsanız maçın ortasında değil !

NOT:Metin Oktay'ı unutmayıp pankart yapan ultrAslan-Üni tayfasına ve formayı Eski Açığa astıran kurum veya kişilere , Metin Oktay t-shirtlerini tasarlayıp maçtan önce giydirenlere - çok güzeldi alırım gibi duruyor :) - kendi adıma teşekkür ederim fakat parçalı forma giyilmemesine ise aklım hayalim şaştı. Küçük bir ricayla herşeyi halledilebilecekken yöneticilerin bu işin üstüne pek eğilmediklerini düşünüyorum her ne sebepten olursa olsun böyle bir kepazeliği kabullenemiyorum...


13 Eylül 2010 Pazartesi

13 Eylül'de Parçalı Giymemek


Fenerbahçe'nin istediğin rakamı sen yaz teklifine bizi sevenleri üzmeyelim baba diye cevap veren profosyonel değil efsane olan bi adamdı Metin. Ağları yırtan golünden tutunda eşinin benmi Galatasaray'mı sorusuna Galatasaray cevabı veren bir adamdı Metin. Tam bir Galatasaray aşığıydı ve bugünde bu taraftar Metin'e aşık. Onsuz 19 yıl geçti ve bugün anma töreni vardı. Herkesin beklentisi bugünkü maça parçalı ile çıkılmasıydı. Bu taraftar için çok önemliydi Metin Oktay forması ile sahaya çıkılması, o ruhu sahada görmek istediğimiz için takımın parçalı ile çıkmasını bekliyorduk. Ama gelen mesajla ve de resmi siteden yapılan açıklama ile Aslanlı forma ile sahaya çıkacağımız açıklandı. Bahane ise Gaziantepspor'da da sarı ve kırmızı renklerin olmasıydı.


Seni sevenleri 1 kez üzdün ! Ruhun şad olsun Büyük Kaptan...

10 Eylül 2010 Cuma

Bursaspor Bildiğimiz Gibi


Maç öncesinde kağıt üzerinde favori zaten Bursaspor'du. 19. dk'da Sezer'in golü  gelene kadar zaten tek kale oynayan bir Bursa vardı sahada. Gol'de zaten İvankov'un topu oyuna sokamayışı ile gelişen kontrada geldi. 

9 Eylül 2010 Perşembe

8 Eylül 2010 Çarşamba

Çok Oluyoruz


Biri bizi durdursun tabi durdurabiliyorsa. Ya bu takımla ilgili ne denebilirki. Gerçekten öylesine bütünleşmişler öylesine inanmışlar ki sahaya kim girerse girsin inanılmaz bir hırsla oynuyor ve büyük katkı sağlıyor. İzlerken gerçekten büyük zevk alıyorsunuz ve şunuda söyleyeyim ben böylesi komplekssiz ve böyle kaliteli bir milli takım görmemiştim.

Zor Oldu Ama Güzel Oldu


Basketboldan sonra futbolda da yolumuza nağmalup devam ediyoruz. Belçika Almanya ile birlikte gruptaki 2 rakibimizden biriydi. Beklediğimizdende zor geçti maç. Belçika'nın bizi zorlayacağı kesindi ama bu kadarınıda ben beklemiyordum özelliklede 10 kişi kaldıktan sonraki paniğimiz dahada zor durumlara sokabilirdi bizi.

6 Eylül 2010 Pazartesi

I Love This Game


Hani reklamda söyleniyor ya "oooooo Türkler uçuyor" diye hakikatende öyle. 12 Dev Adam 6'da 6 yaptı ve çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde rakip Slovenya, güçlü bir rakip ama inşallah bu formumuzu devam ettirdiğimiz sürece o da karşımızda duramayacak.

3 Eylül 2010 Cuma

Artık Herşey Daha Net


Az önce biten %100 futbolda hepimiz Başkan'ın neler söyleyeceğini çok merak ediyorduk. Ama başlamadan şunuda söyleyeyim Güntekin ve Rıdvan sorularından da anlaşılacağı üzere programa çok iyi hazırlanmışlar. Gündemde ne varsa hepsini sordular. Başkan'da bu sorulara çok açık ve net bir şekilde cevap verdi.

1 Eylül 2010 Çarşamba

Zvjezdan Misimović & Emiliano Insua


En sonunda transferin bitimine 1 gün kala dün gece 2 transferi birden açıkladı kulübümüz. 28 Ağustos'taki yazımızda zaten Misimovic transferinin bittiğini yazmıştık sadece geriye kalan resmi imzaların atılmasıydı. Ama İnsua transferi gerçekten büyük süpriz oldu ve çok iyi oldu ihtiyacımız olan bölgeye. 2 oyuncumuzada şöyle bir göz atalım.