29 Ekim 2010 Cuma

Yok Artık



Harbiden yok artık. Söylentiler hep vardı ama o kadarda değil diyordum. Ama geldi. Allen Iverson artık Beşiktaş'ta. T-Mac, Kobe, Lebron, Shaq varken hep en sempati duyduğum hayran olduğum isimdi Iverson. Kaç yaşında olursa olsun, ne sorunları olursa olsun Iverson'un ölüsü bile Türkiye Ligi'ne fazla. Daha öncede birçok NBA oyuncusu Türkiye'ye geldi ama ilk defa bir NBA yıldızı Türkiye'ye geldi hatta Avrupa'ya. Kariyerinde MVP'den tutunda 4 kez sayı krallığı ve daha bir çok ödül bulunan bir isim Iverson. Tek kelimeyle gerçek bir efsane. Gönül isterdi ki Galatasaray forması ile onu izleyelim. Ama olsun onu Türkiye'de izlemek gerçekten büyük bir zevk. NBA tarihinin en skorer altıncı oyuncusu. Ama kurallar gereği 3 giyemeyecek. Hoşgeldin Iverson...

25 Ekim 2010 Pazartesi

İşte Şimdi Başlıyoruz


Her Fenerbahçe maçından önce olduğu gibi bütün basın yine Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı yeneceğini fark atacağını bas bas bağırıyordu. Yok iddaa oranları düşükmüş, 10 yıldır puan alamamışız. Evet bende dahil olmak üzere açıkçası maçla ilgili ümidim yoktu çünkü takım kaosa sürükleniyordu.

23 Ekim 2010 Cumartesi

O Bir Efsane: Mehmet Okur


"ABD'nin en büyük spor yayıncılarından olan ESPN, Eylül ayında başarılı projelerine bir yenisini daha ekledi. Dünya üzerindeki tüm basketbolseverler, ESPN'in internet sitesindeki sekmeden NBA'de yer alan 30 takımın tarihlerindeki en başarılı oyuncuları seçme imkanı yakaladılar. Pozisyonlara göre gerçekleştirilen oylamalanın ardından NCAA'deki Mart Çılgınlığı'ndan alışık olduğumuz "bracket" sistemi devreye sokuldu. Ve farklı dönemlerin oyuncularından oluşan takımlar, birbirlerine rakip olarak üst turlara doğru çıkmaya başladılar. Halihazırda Batı Konferansı'ndan Johnson, Bryant, Baylor, Gasol, Abdul-Jabbar beşiyle LA Lakers'in NBA Finallerine yükselmesi süpriz değil.

ESPN'in bu özel icadında Wilt Chamberlain ve Allen Iverson'u aynı takımda görmek mümkün. Uzun süredir NBA'de mücadele eden Mehmet Okur ve Hidayet Türkoğlu'nu da Utah Jazz ve Orlando Magic'in kendi kadrolarında yarışıyorken izleyebilirsiniz. Hidayet, 2009 Playoffları'ndaki efsanevi performansının ardından Orlando Magic Tarihi'nin en iyi üç kısa forvetlerinden biri olarak kabul ediliyor. Grant Hill, bu kategoride %68,7 ile birinci sırada. İkinci basamakta Dennis Scott (%19,4) var. Hidayet Türkoğlu'nun topladığı oyların oranı ise %11,9. NBA'deki 11. sezonuna hazırlanan Hido, bu süre zarfı içerisinde beş ayrı takımla kontrat yaptı. Hidayet'ten iki sene sonra NBA'e gelen Mehmet Okur ise Detroit Pistons'daki iki sezonun ardından 2004'ten bu yana Utah Jazz forması giyiyor.

NBA tarihin en başarılı takımlarından olan Utah Jazz'de pivot pozisyonu için üç aday yarıştı. Jazz'ın Bulls'a karşı kaybettiği final serilerinde pota altını savunmaya çalışan Greg Ostertag, %7'lik oy toplamıyla üçüncü sırada yer aldı. Kalan oylar ise Mehmet Okur ve Mark Eaton arasında paylaşıldı. 1982-1994 yılları arasında Utah Jazz için oyanayn Eaton, müdafaadaki yetenekleriyle isim sahibi olmuştu. Kariyerinde bir defa All-Star seçilen Mehmet Okur da geniş cüssesine rağmen dış şutlardaki başarısı ve yumuşak bilekleriyle Jazz Tarihi'ne geçmeyi başardı. Memo 2006-2007 sezonunda 129 üç sayı isabeti bularak Byron Russell'a ait olan eski rekoru (109) kırmayı başarmıştı. Burada da oylarında %50,7'sini alarak Eaton'ın önünde (%40,2) Jazz Tarihi'nin en iyi pivotu oldu.

Utah Jazz'ın kalan pozisyonlarında ise pek de büyük çekişmeler yaşanmadı. Bir numarada John Stockton (%91,4), iki numarada Pete Maravich (%85), üç numarada Adrian Dantley (85,8) ve dört numarada Karl Malone (99,1) açık farklarla öne çıktı. Mehmet Okur'un isminin bu oyuncularla beraber anılması ve aynı resim içerisinde olması dahi yeteri kadar gurur verici olmalı."

Kaynak: Galatasaray Dergisi Ekim 2010

Gurur duymamak elde mi...

22 Ekim 2010 Cuma

Yuvama Geldim


Geçen günde yazdığımız gibi beklenen oldu ve Hagi takımın başına geçti. Zaten başka bir yabancı hocanın takımın başına geçmesi de mümkün değildi.  Rijkaard'ın gönderilip arkasındanda Hikmet Karaman'a teklif yapılması ise vizyonsuzluğun göstergesiydi. 

20 Ekim 2010 Çarşamba

Cimbomun Taraftarına El Salla Frank Rijkaard


Herkesin suçlu olduğu bu takımda suçu en az olan sendin Rijkaard. Senin felsefeni anlamayıp bildiklerini okuyan daha doğrusu bildiklerini bile okuyamayan yönetim ve futbolcular gitmesi gerekirken sen gittin bu takımdan. Aslında gideceğine kesin gözüyle bakıyordum ama içimde yinede bir umut vardı. Küçücükte olsa bir umut. Kalır diyordum, hiç değilse sezonu burada tamamlar, Adnan Polat daha 1.5 ay önce tv'de söylediği sözün arkasında durur diyordum ama... Yine koskoca bir ama... Sen böyle vizyonsuz yönetimede, futbolcuyada fazlaydın Rijkaard. Burada kaybeden sen değil yine onlar olacak. Üzülen ise yine biz... 

Yıllarca gerekli gereksiz herkesi havaalanında karşıladık omuzlara aldık. Ama şimdi bu güzel insanı uğurlamakta yine bize düşer. Footballove bu yönde bir çağrı yaptı. Şimdi bu çağrıya destek olma zamanı. Tabi ki kimsenin gitmek gibi bir zorunluluğu yok ama görev yaptığı sürece arkasında olduğumuz gibi giderkende yine ona sahip çıkmalıyız. Şimdi haketmeden gönderileni alkışlamak yakışır bize... Uçağın günü ve saati henüz belli değil ancak belli olur olmaz haber verilecek.

Buradan takip edebilirsiniz. Bizde öğrenir öğrenmez buraya yazacağız.


Kıvırcık saçlarına
Ak düşmüş uçlarına
Cimbomun taraftarına
SON KEZ EL SALLA FRANK RİJKAARD







RİJKAARD İÇİN YARIN YANİ CUMA AKŞAMI GS ADASINDA BİR VEDA DÜZENLENİYOR. BÜYÜK İHTİMAL PAZARTESİ İSTANBUL’DAN AYRILACAK. GELİŞMELERİN VE DETAYLARIN PEŞİNDEYİZ.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Yolun Sonu Görünüyor


Ve sende gidiyorsun be Rijkaard. Böyle mi olmalıydı. Çok güzel başlayan bu rüya böyle bir kabuslamı bitmeliydi. Seni birgün bile benimseyemeyen futbolcular ile bugüne kadar yine iyi geldin. Hatanın büyüğü yönetimde ve futbolcularda ama seninde kabahatin hiç azımsanmayacak kadar. 

12 Ekim 2010 Salı

Bunun Adı Zulüm


Hakikaten bunun adı zulüm. Hadi Almanya'yı anlarım adamlar takır takır top oynuyor sistem takımı ama Azerbaycan'a yenilmekte nedir ya. İlk 2 maçı kazanınca herkeste ibre tavan yaptı ama bunun sonunda geldiğimiz noktada ortada. 



6 Ekim 2010 Çarşamba

Altın Madeni Altyapımız (!)


Resimdeki arkadaşı tanıyoruz değil mi hepimiz. Nasıl hatırlamayız ki bir zamanlar en çok umut bağladığımız, geleceğin yıldızı dediğimiz adam. Cafercan Aksu. Dün akşam Güntekin Onay'ı dinlerken aklıma böyle bir yazı yazmak geldi. Manchester United'e gelen oyuncuların gelişimlerinden bahsetti. 

2 Ekim 2010 Cumartesi

Aytekin'de Emenike'de Durmadı


Resimdeki arkadaş ne iş yapar nedir bilmem ama bildiğim tek bir şey var ki futbolun "f"sinden anlamadığıdır. Tabi yanında 3 futbol cahilinide unutmamak gerek. Daha maçın ilk dk'sında Neill'in bariz topa yaptığı müdahaleye penaltdı deyince maç zaten 1-0 başladı. Ya aklım mantığım almıyor buna nasıl penaltı çalınır. Hoş kabahatin büyüğü seni hakem yapıpta bu maça verende. Insua'nın yaptığı sıradan bir faule sarı kart gösterdi. Ya neyse bişeyler daha diyeceğim olmayacak küfredecem sonunda.