2 Ekim 2011 Pazar

Ankaragücü 0-3 Galatasaray | Doğru Yolda İlerliyoruz


Uzun zaman oldu yazmayalı artık bir geri dönüş yapalım. Hemde böylesi güzel bir galibiyetle. Öncelikle Ankara deplasmanlarının yeri bizim için ayrıdır. Çünkü Galatasarayımızı çıplak gözle yılda 2-3 kez ancak izleyebiliyoruz. O yüzden maçta yine tribündeydik. Takımda geçen haftadan farklı olarak sadece kalede Muslera vardı onun dışında sistem de oyuncularda aynıydı. Maçın başında biraz orta saha mücadelesi şeklinde bir oyun olsada kontrolü çabuk elimize aldık. Zira Ankaragücü'nün bu haliyle bize sorun çıkarması zaten pekte mümkün değildi. 

Maçın kırılma anı aslında bana göre Muslera'nın kurtarışıdır. Yanılmıyorsam 10.dk'da olmuştu çok net bir pozisyonu çıkarmıştı. Sonrasında zaten devam eden atakta golü bulduk. İnanırmısınız 3000. golü Rajnoch'un kendi kalesine attığını taraftarlar öğrenince herkesin suratı asıldı. Herkes 3000. golü bir Galatasaraylının atacağını beklerken tarihe geçen isim Rajnoch  oldu. Golden sonra ise takım tamamen kontrolü ele aldı. Bir kere şunu söylemek lazım. Melo'yu tv'den izlerken nasıl hayran oluyorsa insan, canlı izlerken hayranlığı resmen ikiye katlanıyor. Sahanın her yerindeydi Melo, sürekli oyunun içindeydi. Oyunun savunma yönünü kusursuz oynadı. Takım zaten golden sonrada ritmini bulunca risk almadı hiç. Gerektiği zaman çıktı hücuma. Selçuk ile mükemmel bir ikili oluşturuyorlar allah bozmasın. Bu ikilinin performansı doğal olarak önlerinde oynayan Engin'in de performansını arttırıyor. 

Engin için ayrı bir parantez açmak gerekir. Engin en azından benim gözümde yedekten öteye gitmeyecek bir transferdi. Ama gerek geçen haftaki performansı gerekse bugünkü performansı ile sınıfı geçeli çok oldu. Gerçekten çok iyiydi bugün. Savunmadan top çıkardı, top dağıttı, yeri geldi savunmasına yardım etti pres yaptı, hücumda sürekli vardı. Selçuk ile yıllardır beraber oynuyor olmalarının avantajını bugün çok iyi kullandılar desek yanlış olmaz. Çok iyi anlaştılar saha içerisinde. Maçın yıldızlarındandı. Melo, Elmander ve Kazım ile birlikte. 

İmparator'un ısrarla çift forvetten kaçınması ise dikkat çeken bir diğer unsur. 4-4-2 oynarken çok fazla hissetmeyeceğiz belki ama bugünkü gibi 4-2-3-1 oynadığımız sürece yaratıcı bir oyuncunun eksikliğini hep hissedeceğiz. 2 haftadır Engin formda bu eksiklik pek dikkat çekmiyor olabilir ama uzun vadede forvet transferinden ziyade bu tarzda bir oyuncu transferi şart. Çünkü takım hücuma çıkmakta bazen çok zorlanıyor. Özellikle kanatlarda Riera ve Kazım durgunken göbekten oyunu açacak kimse yok. Engin'in formunun devam etmesi en büyük temennim ancak nasıl uzun vadede bir Gökhan Zan ile yola devam edemezsek Engin'e tek başına güvenipte bir yola çıkamayız. Zira onun disiplin sorunu ile birlikte en büyük sorunlarından birisidir devamlılık. Elmander'i izlemek ise büyük keyif. Aynı Hakan Şükür falan gibi bir benzetme yapmayacağım. Ama gerçekten andırmıyor değil. İlk transfer olduğu günlerde tek forvet oynayamayacağını söylemiştim şöyle düzelteyim. Derbilerde veya gerçekten zorlu deplasmanlarda görmek lazım birde ama tek forvetide gayet güzel oynar. Bugün gerçekten çok iyiydi. Transfer olduktan sonra özelliklede Galatasaray'ın yıldız bir forvet almak için uğraştığı dönemlerde deyim yerindeyse üvey evlat muamelesi görmüştü ama oynadıkça takım için ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu gösteriyor.

Son sözde Baros için olsun. Herkesin görüşü forvete ihtiyaç olduğu yönünde ama Baros, Elmander, Sercan üçlüsü gibi bir forvet hattı hiç bir takımda yok. Kim ne derse desin Baros bu ligin en iyi forveti. Sezon başı hazırlık kampında gayet iyiydi. Ama liglerin başlangıç tarihinin uzaması takımdaki bir çok oyuncu gibi onuda geri götürdü ve iyi bir başlangıç yapamadı lige. Ancak son 2 haftadır oyuna girdikten sonraki isteği ve takıma kattıkları ile ben daha ölmedim diyor resmen. Baros gibi bir golcünüz varsa onun değerini bilip faydalanmanız gerekir. Eğer Baros'u gözden çıkaracaksanızda bu isim gerçekten Baros'un çok çok üzerinde olmalı. Yoksa dediğim gibi bu takımın ihtiyacı forvetten daha çok orta sahada yaratıcı bir ofansif oyuncu. Takımın sıkıştığı anlarda topu ileri taşıyabilecek, asist ve golleri ile maç kazandırabilecek bir isim gerekli.

Takım olarak gün geçtikçe daha iyi oluyoruz. Özellikle son 2 hatta Karabük maçınıda rahatlıkla katabilirim bu işin içine 70 dk istediklerimizi sahaya yansıtabiliyoruz. Takım 70'den sonra yorgunluk belirtileri göstersede bu da zamanla aşılabilecek bir durum. İmparator'un bu sorunuda çözeceğinden yana şüphemiz yok. İyi gidiyoruz, doğru yoldayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder