Bir Yerden Hatırlıyorum Sanki?

Evet evet çok tanıdık geliyor bu futbol. Ama nerden hatırlıyorum. Tamam şimdi hatırladım 2004-2005'de Hagi'nin Galatasaray'a oynattığı futboldu bu. İlk 20 dk'da rakibi yaptığı baskı ile adeta boğan ve golleri bulan bir takım vardı bugün sahada.

O kadar özledik ki bu Galatasaray'ı. Son haftaların en formda takımı Eskişehir'i adeta sahadan sildi. Kadoya baktığımızda kupa maçından farklı olarak Serkan Kurtuluş 11'de, Yekta yedek kulübesindeydi. Cana yine stoper, Neill ise ön liberodaydı. Cana'dan boşalan orta sahadaki pres gücünü ve sertliği ise Sabri ile gidermeyi denemişti Hagi.  Baros'un tam olarak hazır olmadığı düşünüldüğünde elindeki en iyi kadroyu sahaya sürmüştü Hagi. Daha maçın ilk dk'sından itibaren öyle bir pres yaptı ki takım Es-Es adeta neye uğradığını şaşırdı. Gol geç gelmiş olsa belki sıkıntıya düşebilirdik ancak gollerin arka arkaya gelmesi ile daha da rahat oynamaya başladık. 

Orta sahada Neill-Culio-Sabri üçlüsü mükemmel bir oyun oynadı. Neill en geride, Sabri ve Culio ise hem hücumda hem de defansta kusursuz oynadılar. Sabri yine bildiğimiz gibiydi elinden gelenin en iyisini yaptı. Gerçektende bu takım için olmazsa olmaz. Culio ise her geçen gün daha da iyi oynuyor. Sahada top nerdeyse Culio orada. Maçın her anında vardı. Pres yaptı, oyun kurdu, defansa kadar top kovaladı her yerdeydi. Gerçekten çok iyi bir transfer oldu.  PFDK'dan Allah razı olsun. Ayhan'sız bir maçın ne kadar güzel olabileceğini görmemizi sağladı. Barış ve Sarp'ın da olmayışı ile takım gerçekten çok iyi oynadı ve paslaştı. Zaten 448 pasın 409 tanesinin isabetli olması BAM'sız takımın ne kadar iyi olduğunu gösteriyor. Paslaşma demişken takımın Rijkaard'dan sonra daha iyi paslaşmasıda ilginç. Hoş Hagi ve Rijkaard'ın futbol felsefelerinin ortak bir yönü bu. Hatırlayın Hagi ilk döneminde istediği futbolu anlatırken İspanyollar gibi çok pas yapan bir takım istiyorum demişti. O zaman bunun örneklerini görmüştük ve şimdi de bu futbolu elinden geldiğince sahaya yansıtmaya çalışıyor takım. Sürekli top şişiren Servet bile mecbur kalmadıkça şişirmiyor topu sürekli yerden pas yapıyor. Bu oyun gelecek için umut verici.

İleri uçta ise ilginç bir şekilde Kewell tek forvet, Stancu ise soldaydı. Kazım ise gerçek yerinde sağda oynadı. Kewell'ın yeni oluşan orta saha ve hücum hattı ile uyumu yavaş yavaş yakalamaya başladığını gördük ancak yinede 1-2 maç sonra tam anlamıyla uyumu yakalamış olacaklar. Kazım Volkan'ı, Stancu ise Sezgin'i adeta perişan ettiler. Culio için ne dediysek aynılarını Stancu içinde kullanabiliriz. Sol kanatta oynadı, defansa sürekli yardım etti, neredeyse her topu kovaladı, topu her aldığında golü düşündü. Gerçekten çok iyi bir transfer. Uyum sürecini çabuk atlatmış ve gerçekten çok iyi oynuyor ama daha da iyi olacak. Ben onu elimizde çok fazla tutabileceğimizi düşünmüyorum. Böyle oynarsa 1-2 sezon içinde Avrupa'da daha iyi yerlere gelecektir.

Kazım, Serkan ve Sabri ile sağ kanadı, Stancu, Culio ve Hakan ile sol kanadı çok iyi kullandı takım. Golleri yediğimiz 10 dk'yı çıkardığımız zaman 80 dk oynadığımız oyun sezonun en iyi futboluydu. Eğer bu futbolun 60 dk'lık kısmını deplasmanlarda da oynayabilirsek üst üste bir seri yakalamamız işten bile değil. Takımın hücum silahları döndükten sonra değişen orta sahası ile birlikte gerçekten iyi bir takım olma yolundayız. G.Antep maçında da kötü bir futbol oynamamıştık bana göre. Baros döndü hemde golle. Şimdi sırada Pino ve Arda var. Onlarda döndükten sonra işte tam anlamıyla hücumda çok tehlikeli bir takım olacağız ve bu futbolu ilerleyen haftalarda da izlememiz mümkün olacaktır. 

Defansta ise çok fazla zorlanmadık. Cana G.Antep maçında stoperde sırıtmıştı ancak bugün kusursuz oynadı. Yerine ve partneri Servet'e yavaş yavaş alışıyor. Bugün golünüde atması çok güzel oldu. Eğer Cana stoperde devam edecekse defansın sağında Serkan'ı kullanmak şart. Çünkü orta sahada Cana'dan boşalan sertliği ve pres gücünü Sabri çok iyi tamamladı bugün. Serkan ise gerçekten çok iyi bir maç çıkardı. Balta'nın da hakkını verelim hem hücumda hem defansta iyi oynadı.

3-0'dan sonra anlamsız bir geri çekilişten sonra maçın bir anda kritik bir hal alması ise maçla ilgili kötü olan tek şeydi. Ön liberosunu çıkaran Es-Es'i biraz daha zorlayasaydık o dk'larda bana göre hem o 2 golü yemez hemde skoru daha da arttırabilirdik. Golleri yemezdik diyorum çünkü Ümit Karan ve Batuhan'dan oluşan forvet hattı yaratıcılıktan yoksun bir ileri uçtu. Nitekim gollerden biriside frikikten geldi. Ulan harbiden Ümit Karan bile frikik attı iyimi.

Maçın yıldızı kim diye sorarsanız maçın tek kötüsü Zapata'ydı ordan düşünün siz takımın ne kadar iyi olduğunu. Zapata ise bana hala güven vermiyor. Kaleci sorunumuz daha devam edecek gibi duruyor. Takımın pozisyonu her bulduğunda şut atması gerçekten çok önemli. Ayrıca sadece şut atmak değil isabetli şut atıyor olmamız çok önemli. Sabri bile çok isabetli ve tehlikeli şutlar attı. Sanırım 1 tane şutu auta gitti. 

Şimdi yapılması gereken tek şey bu futbolu devamlı hale getirebilmek. Her maç korkmadan özellikle de skora güvenip geriye çekilmeden aynı anlayışla devam edebilmek. Dediğim gibi deplasmanlarda bu futbolun 60 dk'sını oynasak gerçekten arka arkaya galibiyetler almamız mümkün. Artık tam takım olduğumuzu düşündüğümüzde ligin geri kalanını iyi bitireceğimize yavaş yavaş inanmaya başladım.