31 Ağustos 2010 Salı

Fenerbahçe Resmi(!) Sitesi ve Gerçekler








Bu kadar transferin , dünya şampiyonasının arasında ne alaka diyenler olabilir hatta demiyende bi sıkıntı var demektir ama dosyalarımı karıştırırken 2 sene önce bi forumda heycanlı bi fenerli arkadaşımıza kanıtlarıyla bazı gerçekleri sunmuştum şimdi hazır bloğumuz yeni yeni kendine gelirken bunun da olması gerekir diye düşündüm ve hiç kesmeden kopyala-yapıştır yaptım...


Öncelikli tarihinde yalan dolan dolu olan bi takımın bizi yalancılıkla suçlayıp bişeyler itham etme çabasında bu sözleri söylemesi beni fazlasıyla üzdü üstelik bu yalanlarına bu ülkenin kurucusu Atatürk'ü dahil ederek yapmaları da işin asıl can alıcı tarafıdır...Şimdi madem konu yalandan dolandan açıldı fenerbahçenin şaibeli tarihinden bi kaç yalan dolan üstelik linklere dikkat !


Varan 1 :


http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=8


Açıklaması:


Atatürk ve "Fenerbahçe"si;

Fenerbahçe’nin müttefiklerle mücadelesi sadece yeşil sahalarla da sınırlı kalmayacak Cihan Harbi’nde vatana feda ettikleri diğer sporcuları gibi futbolcularının büyük bir bölümünü yine işgal yıllarında İstanbul’dan Anadolu’ya silah aktarılmasında etkin bir rol oynatarak vatanının ihtiyaç duyduğu konuda hayatlarını budaktan esirgemeyeceklerdi. " İttihad ve Terakki’nin bir kolu olduğu " ithamı ile işgal kuvvetlerinin devamlı olarak bastırması sonucunda kulübün kapatılma çalışılmaları ortamına rağmen yurdun düşmandan kurtulması yolunda üstlendiği tarihi misyonu en ulvi bir biçimde yerine getirerek bir başka idealde de yarınlara örnek olacak olan Fenerbahçe Spor Kulübü aydınların işgal yıllarının acılı şehit ailelerinin hulasa Türk ulusunun şeref ve cesaret duygularının yurda adeta armağanı oluyordu. İşte bu nedenledir ki ulu önderimiz Mustafa Kemal Paşa 1918 yılında ilk spor kulübü olarak Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ziyaret ediyor ve de kulüp şeref defterinin nezdinde de tarihin altın sayfalarına da şu mısraları geçiyordu; " Fenerbahçe Kulübünün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş (takdirle şereflendirilmiş) bulunan asar-ı mesaisini(yaptığı üstün çalışmaları) işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmetini (üstün hizmet veren kişileri) tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası (yerine getirilişi) ancak bugün müyesser (mümkün) olabilmiştir. Takdirat (takdirlerimi) ve tebrikatımı (tebriklerimi) buraya kayt ile (kaydetmekten dolayı) mübahiyim ( mutluyum).


3. 5 . 1334 (1918 ). Ordu Kumandanı : MK (İmza) "


-----------------------------------------------------------------------------------------



Şimdi bu yalanı yüzlerine vuruyoruz :


Tarihe dikkat.Ve Atatürk Ordu Komutanı imiş haa!Atatürk 1918’de mi Ordu Komutanı oldu diye sorarlar adama!


*Atatürk 1918’de neredeydi ?

Aralık 1917 ile Ocak 1918 arasında Veliaht Vahideddin Efendi ile Almanya gezisine çıkan Mustafa Kemal geziden dönüşünde karaciğer rahatzlığı dolayısıyla tedavi için Karlovy Vory’ye (Karlsbad-Almanya) gidiyor. Ve Nisan ayından Temmuz ayına kadar burada tedavi görüyor. Peki 1918 Nisan’ından Temmuz’a değin yurt dışında olan Mustafa Kemal nasıl olup da 3 Mayıs tarihinde F.Bahçe’yi ziyaret etti?"


*İmza ve yazı sahte mi ?

Rüştü Dağlaroğlu’nun "Fenerbahçe tarihi" isimli kitabındaki "Ata dahil kulübümüzü ziyaret edenlerin yazılarını taşıyan hatıra defteri yanarak kül olmuştur" ifadelerine de yer veren dergide günümüzde sergilenen defterin sonradan düzenlenmiş olabileceği iddiası dile getiriliyor. Ayrıca Fenerbahçe ve Karşıyaka kulüplerindeki Atatürk imzalı belgeleri yayınlayan dergide iki sayfadaki imzaların farklılığına dikkat çekiliyor.


*Soyadı Kanunu henüz çıkmamıştı

Mustafa Kemal’in 03.05.1918 tarihinde F.Bahçe Kulübü’nü ziyaretini ve ziyaretçi defterine yazdığı yazıyı Internet sitelerinde falan yayınlıyorlar ama yazının altında imza olarak; "ORDU KUMANDANI - Mustafa Kemal Atatürk" yazıyor.

Halbuki Atatürk, 1918 tarihinde Mustafa Kemal’di... Yani Mustafa Kemal’e Atatürk soyadı 21 Haziran 1934’te kabul edilen Soyadı Kanunu gereğince, TBMM tarafından, 24 Kasım 1934’de verildi.


*Atatürk-galatasaray Lisesi Ziyareti ve "BEN TAKIM TUTMAM"

Atatürk; 1930 1932 ve 1933 yıllarında Galatasaray Lisesi’ni ziyaret etmiştir. Bunlardan ilkinin haberi Cumhuriyet Gazetesi’nde manşetten şöyle verilmişti:

’Reisicumhur dün Harp Akademi’sini Mülkiye’yi Harbiye’yi ve Galatasaray’ı ziyaret etti.’

İlk ziyaret sırasında lisenin müdürü olan Fethi İsfendiyaroğlu o günün ’perde arkasını’ yıllar sonra bana şöyle anlatmıştı:


‘... Müdür odasındayız. Reisicumhur ‘lütfen masamı şereflendirmeleri’ önerimi ‘Hayır müdür bey! Herkes kendi yerinde oturmalı ve oturduğu yeri de haketmelidir!...’ sözleriyle reddettiğinden ben de yanlarında ve ayakta durmayı yeğlemiştim. Okul ve öğrenimle ilgili sorularını yanıtlıyorum. Kahveler içilirken İçişleri Bakanı yakın arkadaşı ve okulun eski öğrencilerinden Şükrü Kaya Bey Gazi’nin kulağına eğilerek:

Harp Akademisi Harbiye Mülkiye anladım da niçin Galatasaray Paşam diye soruyor; yoksa siz de bizden misiniz?


- O da ne demek çocuk?


- Yani Galatasaray’ı mı tutuyorsunuz?


- Ben kulüp tutmam çocuk... Çünkü hepsi benimdir. Hem; sivil veya asker toplumun tamamına hizmet veya kumanda edenler bir kulübü tutsalar bile -görev sırasında- bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde otoriteleri sarsılır ve tartışılır. Tefrika (ayrımcılık nifak) yaratmış olurlar. O nedenle dikkatli olmalarını tavsiye ederim.


KAYNAK:

Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği


Varan 2:


Önce fener resmi sitesi ne demiş bakalım ?


[http://www.fenerbahce.org.tr/kurumsal/detay.asp?ContentID=3561]


İstanbul’un bizzat işgali etti. 18 Mart 1920 Pazartesi sabahı Şehzadebaşı’nda masum Türk erlerini uyurken süngü ile şehit edenler, bu işgalin gerçek amacını, daha ilk sabahında, bütün dünyaya ilan ediyordu...


Yaşanan bu korkunç kargaşanın başlangıcından itibaren Türk gençleri işgal kuvvetleri ile spor, özellikle de futbol sahalarında büyük bir rekabete girişmişti. İşte Fenerbahçe’de, bu her sınıftan düşman birlikleri içinde pek çok tanınmış futbolcusu bulunan, İngiltere ve Fransa liglerinin hemen hemen en ünlü takımlarında forma giymiş futbolculardan oluşan birbirinden güçlü takımlarla maçlar yapmış ve oynadığı 50 maçın 41’ini kazanıp, 4’ünde berabere kalarak işgal altında bezmiş, ezilmiş Türk halkının yüreğinde bir nebze olsun teselli ve umut tohumları yeşertmişti.


Başkomutan Harrington amacına ulaşabilmek için ortaya altın madalyalar konulmuş bir turnuva düzenlenmiş ve turnuva sonunda üç takım ön plana çıkmıştı: Irish Guards, Grenadiers Guards ve

Goldstream Guards...


Bu arada Cebelitarık ve Mısır’daki İngiliz askeri kuvvetlerinden, hepsi de profesyonel birer futbolcu olan dört önemli oyuncu getirtmiş ve adeta bir “İngiltere Milli Takımı” oluşturmuştu

Fenerbahçe bu tarihi maça, hiç gol yemeden İstanbul şampiyonluğunu kazanan şu ünlü kadrosuyla çıktı:

Şekip Kulaksızoğlu- Hasan Kamil Sporel, Cafer Çağatay- Kadri, İsmet, Fahir- Sabih, Alaeddin Baydar, Zeki Rıza Sporel, Ömer Tanyeri, Bedri Gürsoy.


Bu galibiyet, milli bir zafer etkisi uyandırmıştı. Nitekim maç gecesi Lozan Konferansı’nda bulunan Türk Heyetine de bu galibiyet haberi ulaştığında heyet başkanı İsmet Paşa tarafından Fenerbahçe kulübüne; “Heyetimiz namına hepinizi meserretle tebrik eder, gözlerinizden öperim.” diye bir kutlama telgrafı gönderilmişti.

----------------------------------------------------------------------------


Gelelim işin aslına ;


*Bu maçla Mehmetçiğin gururu okşanmış mıdır?


Düşünün herkes vatan derdin de fenerbahçe takımı ne derdinde.Sonra bir de kazandıkları macları abartarak anlatmışlar.Halk gurur duymuş.Mehmetçik övünmüş.Vay vay vay!..O yıllarda Türk milletini anlatmaya gerek yok.Yokluklar içindeki bir Kurtuluş Savaşı ama fenerliler ne derdinde görün!


*Rakipleri gerçekten dünyanın en önemli futbolcularından mı oluşuyordu ?


Karşılaştıkları rakiplerle baya övünmüşler.Yok İngilizler ve Fransızların ünlü takımları ya da oyuncuları demişler.O zamanda savaş anında oyuncular maç için gelecek h***imse bu kadar saf degil!Takımların adlarını koyu yazdım orada.İsimlerden ney oldugunu cıkarabilirsiniz.Hepsi sadece asker.Irish Guards demiş.İrlandalı askerler.Ya da mühendislerle maçlar yapmışlar.İşin asıl ilginc tarafı tam 50 mac yapmışlar.Düşünün bu zamanda bir sezonda 50 macı zor yapıyorlar.fenerbahçe takımı en fazla 3-4yıllık aralıga 50 mac sıkıştırmış.Bu maclarla ilgili önemli istatistiklerde verecegim birazdan.


*Kupayı kazandıran Zeki Rıza Sporel nasıl birisidir ?


Zeki Rıza Sporel’i çizmişim.Nedeni ise asker kacagı olması.O takımın asker kacagı olması.Bunun ispatı Meclis belgeleri ile yapılacak birazdan.


*İsmet İnönü’nün Lozan’dan telgrafı :


İsmet İnönü mevzusu ise ayrı bir ilginc.Lozan’da kıran kırana görüşmeler sürerken o sırada fenere böyle bir mesaj atmış.Vay anasını be!..Halbuki bizim tarihçi telgraflarımızın bile düşmanlarca okunup heyetimize ulastıgını söylerdi.Durum bu kadar vahimken bir de feneri düşünmüşler.

Çürütmeye devam !


1-Gelin, İşgal kuvvetleriyle oynanan 50 maçın sadece 9’u milli mücadele yıllarında oynandığı halde, bu karşılaşmaların amacının nasıl olup da cephede savaşan askerlerimizin maneviyatını yükseltmek olduğunu açıklayın diyoruz. İddia ettiğiniz üzere, Fenerbahçe’nin İşgal Kuvvetleri askerlerinden oluşan takımlara karşı galibiyetlerinin hangi cephelerde, nasıl bir sevinçle karşılandığını söyleyin diyoruz.


2-Böylesine mantık dışı yalanları yüzünüz kızarmadan nasıl yazabildiğinize şaşırıyor, Vatan uğruna can vermiş şehitlerimizin ruhlarından, fanatizm uğruna uydurduğunuz bu saçmalıklar için biz af diliyoruz. İşgal kuvvetleriyle futbol maçı yapmayı, tarihinin övünülecek bir sayfası olarak gösteren, dünya üzerinde başka bir kulüp örneği gösterebilir misiniz diye soruyoruz.


3-Madem bu maçlar cephedeki askerin moralini yükseltmek amacıyla yapılıyordu, Milli Mücadelenin tamamlandığı ve Türk ordularının İzmir’e girdiği 9 Eylül 1922 tarihinden tam 9 ay 20 gün sonra İngiliz İşgal kuvvetleri komutanı Harrington adına düzenlenen kupaya hangi gerekçeyle iştirak edildiğini sorguluyoruz. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanması, sizlerin İşgal kuvvetleriyle futbol oynama gerekçesi olarak iddia ettiğiniz gibi "halkın moralini yükseltip, ulusun kırılan onurunu bir nebze de olsun onarmakta" yeterli olamamış mıydı? İngilizlerle yapılan maçlara ve onların onuruna verilen çay partilerine bu yüzden mi devam edildi?


Milli Mücadele zaferle sonuçlanıp, saltanat kaldırılırken, Ankara’da Büyük Millet Meclisi tarafından çok yakında kurulacak Türk devletinin temelleri oluşturulmaya çalışılırken, Gazi Mustafa Kemal Anadolu’yu karış karış dolaşıp, birbiri ardına gerçekleştireceği devrimlerin temellerini atarken, İsmet Paşa Lousanne’da tam bağımsızlık için ter dökerken, Yıllardır o cepheden bu cepheye sürüklenmiş Anadolu insanı yaralarını sarmaya çalışırken, bu zaman zarfında, son halife Abdülmecid’in oğlu şehzade Ömer Faruk’u hala başkanlık makamında tutmakta olan Fenerbahçe futbol takımının İngiliz İşgal kuvvetleri askerleriyle tam 19 kez karşılaşmış olması da mı " aslında milli taarruzdaki şahlanışımızın provası yapılıyordu" gerekçesiyle açıklanıyor, merak ediyoruz? Ezeli rakip Galatasaray’la 50. maç rekabetteki 21. yıl sonunda oynanırken, ilk kez Cumhuriyet’in ilanından sonra karşılaşılan bir diğer ezeli rakip Beşiktaş’a karşı ancak 17 sene sonra 50. maça çıkılırken, işgal kuvvetleriyle 3.5 yılda 50 kez karşılaşmış olmak oldukça ilginç bir istatistik diyoruz.


Fenerbahçe takımının İşgal kuvvetlerine karşı son maçını 30 Ekim 1923’de oynadığının altını çiziyor, bu maçtan sadece 6 gün sonra Refet paşa komutasındaki Türk birliklerinin sevinç gözyaşları arasında İstanbul’a girmesini yüreklerimiz kabararak hatırlıyor, daha fazla bir şey de söylememek için dilimizi tutuyoruz.


4-Savaş Öncesi FB Antrenmanı


Fenerbahçenin yalan tarihinde güçlü ingiliz takımları olarak lanse edilen takımların İstanbulu işgal eden gemilerdeki mürettabatlardan oluştuğu ortaya çıktı. İngiliz futbol takımı olarak sunulanlar, boğaza demirleyen ingiliz zırhlılarının isimleriymış.


Fenerbahçeyle maç yaparak savaşa hazırlanan bu askerler, daha sonra kendilerine görev verilen cephelerde mehmetçiğimizi acımadan şehit ettiler.


İşte Fenerin Oynadığı "Takımlar"


Iron Duck ("Demir Ördek" Geminin Adı)

Lightning ("Şimşek" Geminin Adı)

Nakliyeciler (kaynakta böyle geçiyor)

Filotilla (küçük filo demek)

Kara Karması (kaynakta böyle geçiyor)

Essex Engineers (Essexli mühendisler)

Goldstream ("Altındere" Geminin Adı)

Grenadiers (el-bombalı askerler)

Tayyareciler (kaynakta böyle geçiyor)

Artillaries (Topçu Birliği)

Subaylar (kaynakta böyle geçiyor)

Irish Guards ("İrlandalı Askerler"


Kaynak: 1453-1991 Türk Spor Tarihi Ansiklopedisi

Cem Atabeyoğlu


---------------------------------------------------------------------------


Vefa mevzusuna da geçelim madem(Gs'ın Uefa'yı kazanan kadrodaki Türk futbolcularına yaptığı sözde vefasızlıktan bahsedilirken..jübile vs.)


Hiçbir kişi veya kişiler Galatasaray isminin önüne geçemez. Bir vefadan bahsediyorsak vefayı Galatasaray onlara fazlasıyla yapmıştır oturdukları evden,bindikleri arabaya,çıktıkları programlara kadar hepsinin nedeni yakışıklı olduklarından, mantıklı cümleler kurduklarından değil sırtlarına geçirdikleri Galatasaray forması altında başarı kazandıkları içindir.



Kimse Galatasaray'dan üstün değildir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder