20 Mayıs 2011 Cuma

Bir Veda Hikayesi


Bu sezon ne kadar çok veda yaşadık. Sezonun ilk haftalarında çok inandığımız Rijkaard ile vedalaştık. Sonra canımızdan çok sevdiğimiz Hagi'miz ile vedalaştık. Tüm bunlar yetmezmiş gibi en büyük aşkımız Ali Sami Yen ile vedalaştık. Ama en çok beklediğimiz veda buydu. Bu kabus dolu sezona veda...


Maç sanki Kewell'ın jübilesi gibiydi tatsız tussuz bir maçtı. Boşverin maçı. Vedaların en güzelini biraz önce yaşadık. Bu kabus sezona sonunda veda ettik. Hem de bu kadar kötü geçen bir sezonda geleceğe çok umutlu bakarak veda ettik. Bu umudumuzun en büyük nedenide Başkanımız Ünal Aysal'dır. Gelir gelmez öyle bir umut aşıladı ki taraftara. Umarım istediği herşeyi başarır. 

Vedalar demişken güzel vedalara devam edeceğiz umarım. Başkan takımın 1/3'ünün gideceğini ima etti. Özellikle sözleşmesi bitecek isimlerle zaten yenilenmeyecek sözleşme bu açıkça ortada. Yerlilerin gitmesi zaten umrumda değil ama öyle bir isim var ki gidecek, giderken kalbimizden bir parçada götürecek. Harry Kewell. Galatasaraylı Kewell...

Bir Süper Kupa maçıydı Kewell'ı ilk defa Galatsaray formasıyla izlediğimiz. Oyuna girdi ve golü atmıştı. Ne demişti spiker: "Kewell ve gool. Girer girmez atıyor girer girmez..."

Sonra bir Bellinzona maçı vardı. Serkan Kurtuluş sağdan kesti ortayı. Kewell kontrol etti ve sonra ne diyordu spiker: "Bomboş kaldı Kewell, düzeltti Kewell ve gol mükemmel gol Harry Kewell göstere göstere adeta derslik bir gol" Buram buram Premier Lig kokan bir gol atmıştı. Sonra lig başladı Denizlispor maçındada golü vardı. Sonra bir UEFA Kupası maçı vardı Olympiakos. Lincoln kornerde ön direğe kesti ortayı. Kewell daha sonra birkaç maçtada yaptığı gibi yükselip golü atıyor ve Emre Tilev diyor ki: "Harry Kewell, Avusturalyalı Yunanlı kaleciyi yıkıyor, dağıtıyor, parçalıyor ve Galatasaray'a 1-0'ı getiriyor.

Hele o Bordeaux maçı unutulurmu. Maçın hemen başında 1-0 geriye düşmüşüz. Zorladık zorladık Arda ile 1-1'i yakaladık. Tribünler coşmuş Arda'nın golden sonraki anonsu yeni bitmiş tribünler layy laaayyy diye başlamışken Arda pası verdi Kewell'a. Herkes pas atacak diye beklerken Kewell öyle bir şut çıkarıyor ki offf offf. Yine Emre Tilev: "Keweeeeelllll, Allahım gol Kewell attı. Oz büyücüsünün attığı bu büyü inanılmaz bir büyü. Sol ayaktan bir mermi 90'a 90'a ne 89'a ne 91'e 90'a 90'a..."


Sonra bir Hamburg serisi var. Zorunluluktan stopere geçiyor hem de kendi insiyatifi ile. Değme stoperlere taş çıkarıyor adeta deplasmandaki ilk maçta. Sonra Bülent Korkmaz rövanştada onu maç boyunca stoper oynatıyor. O maçta penaltıdan golümüzü atan isimde Harry Kewell'dır. Kendi insiyatifi ile mevkisini değiştirip maça damga vuran bir adamdı Kewell..

Bir Beşiktaş maçı geliyor aklıma İnönü'de 2-1 kaybettiğimiz. Gol senin topu defanstan çıkarışınla başlıyor. Nonda'ya pas, Nonda Arda'ye verip tekrar alıyor ve Kewell'ı görüyor sağ kanatta. Kewell sağ ayağıyla yerden o kadar güzel vuruyor ki ve sonrası formayı kafasına geçirip gole seviniyor. 


Muhtemelen sözleşmesi yenilenmeyecek Kewell'ın. Hagi'den sonra en sevdiğimiz yabancı futbolcumuzda gidecek. Kalbimizden bir parçayıda alıp götürecek. Hep dediğimiz gibi "Giden her sevgilinin ardından, hep biz olduk el sallayan, haykırsak duyarlarmı sesimizi, hangi sevdadan galip çıktık ki..."

Gideceksin ama hep seni hatırlayacağız Kewell. O harika gollerini, Kewell from Galatasaray deyişini, hakeme itirazında fuck off deyişini ve gol attığında, sevindiğinde ki o gülüşünle hep kalbimizde olacaksın...


2 yorum:

  1. Dediğin gibi belki de gitmez. Gönül ister ki kalsın ama gidecek muhtemelen.

    YanıtlaSil