23 Ocak 2011 Pazar

Yeni Bir Başlangıç / Galatasaray 1-0 Sivasspor


Muhteşem bir stad, muhteşem bir taraftar ve güzel bir başlangıç. Takımda ilk yarının sonlarından itibaren başlayan devre arasında devam eden ve 2. yarıda daha da gözle görülür bir şey var ki o da takımın mücadele gücünün her geçen gün dahada yükselmesi. Takım bugün 75. dk'ya kadar çok iyi mücadele etti. Son 15 dk oyundan düşmeler başladı ancak bu kadarı da normal. Genel anlamda bugün uzun zamandır görmek istediğimize yakın bir oyun seyrettik.


Maçın ilk yarısında karşılıklı fauller dışında pek bir şey yoktu. Sivasspor oyunu git gide sertleştirmesine Galatasaray'da ufak ufak karşılık verince ilk yarıda pek birşey izleyemedik. Yeni transferimiz Yekta'nın vuruşuna Kazım'da dokunamayınca ilk yarının en önemli pozisyonunuda harcamış olduk. İkinci yarıda ise baskmızı daha da arttırdık. Kazım, Culio ve sol açığa geçene kadar Yekta çok iyi işler yaptı. Ancak Culio'nun hakkını ayrıca vermek lazım oyun kurdu, pozisyonlara girdi, kanatlara gitti ortalar yaptı, savunmasına yardım etti ve son dk.larda özellikle oyunu soğutarak takıma büyük bir katkı sağladı. Bugünkü galibiyette Culio'nun payı çok büyük.

Servet'in attığı golden önce top ayağındayken Hagi'nin devam et direktifide çok önemliydi gerçekten. Sonrasında harika paslaşmalarla çok iyi yer tutan Servet Türk Telekom Arena'da ki ilk golü de atarak tarihe geçti. Adam ne yaptı etti sonunda tarihe geçti. Ama ne yalan söyleyeyim içimden geçen ya Cana ya da Emre Çolak'ın atmasıydı ilk golü. 

Bugün oynanan oyun gerçekten uzun süredir görmek istediğimize yakın bir oyundu. Bana göre özellikle ilk yarıda takımda sırıtan tek isim Barış'tı ancak o da 2. yarıda fena bir performans sergilemedi. Ancak ilk yarı bittiğinde Lig Tv'nin gösterdiği istatistik dikkat çekiciydi. Yanlış hatırlamıyorsam 201 pas yapmıştı Galatasaray. Buna karşılık Sivasspor'un 50-60 civarı bir pas yaptığı görünüyordu. Bu neden önemli; şöyle ki 2. yarıda daha da iyi oynadığımız düşünüldüğünde biz bu maçı 500 civarı bir pas ile bitirdik. Takımın bu kadar çok pas yapması ve durarak oynamaması ilerisi için daha umut vericiydi. Bunda orta sahanın göbeğinde daha doğrusu sahanın her yerinde top dağıtan Culio'nun etkisi çok büyüktü. Neill'in gelişi ile Cana'nın tekrar göbeğe geçecek olması bence etkisini daha da arttıracaktır. 

Yeni transferlerden bahsedecek olursak Culio'dan zaten yeterince bahsettik. Kazım ise elinden geleni fazlasıyla yaptı. Stancu'nun girmesi ile birlikte daha serbest oynamaya başladı ve bu onun performansını olumlu etkiledi. Kazım bir santrafoun yanında daha etkili oynuyor bugün bunu gördük. Gerek Baros gerekse Stancu ile çok daha iyi performanslarını izleyebiliriz Kazım'ın. Yekta ise bence sol açığa geçene kadar sahanın en iyilerindendi. Ancak sol açığa geçtikten sonra o performansı düştü. Yine de ilk maç için gayet iyi bir oyun sergiledi. Transfer olduğundaki yazımda söylediğim gibi onu 3'lü orta sahada kullandığımızda yanında Cana ve Culio ile birlikte hem hücumsal hemde defansif anlamda takım çok daha iyi yerlere gelecek ve bu Yekta'nın performansınıda olumlu etkileyecek. Stancu içinde söylediğimiz gibi tam Baros tarzı bir golcü. Hızlı, çok iyi top süren ve şutları ile etkili olabilecek bir isim. Adam geçmekte hiç zorlanmıyor gerçekten tekniği çok iyi. Elbette zamana ihtiyacı var daha geleli 2 gün oldu ama çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Yeni transferler ile çehresi değişen bir Galatasaray izliyoruz. Takımında, oyuncularında biraz daha zamana ihtiyaçları var. Birde Adnan Sezgin'in maçtan sonra transfer yapabiliriz açıklamasından sonra transfer dönemi bitene kadar yeni oyuncular gelmesi muhtemel. 

İlk maçımızı kazandık eğer haftaya Bursaspor deplasmanından da bir galibiyet çıkarırsak -ki bugün Konyaspor resmen ezdi Bursaspor'u ancak golü bulamadı bir türlü- işte o zaman takım tam manasıyla havaya girer. İyi yoldayız.

Son söz olarak takım bugün gerçekten iyi oynadı ancak Cana'yı ayrı biyere koymak lazım. Adam ölümüne mücadele ediyor. Hep diyorum kaptanlık pazubandının kimde olduğunun hiç önemi yok çünkü sahada kaptan Cana. Maçın başından sonuna kadar direktifleri ile takımı yönetti. Maç sonuda GS TV'den Türkçe mesajlar verdi Türkçe öğreniyormuş. Adamsın ulan Lorik Cana...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder