18 Ocak 2011 Salı

Santraforsuz Bu Kadar / Antalyaspor 0-0 Galatasaray


Maç ile ilgili çok fazla söylenecek bir şey yok aslında. İhtiyacımız olan en azından bir beraberlikti onuda aldık. Kadro yapısına baktığımızda da zaten Hagi elindeki kadro içerisinde en iyi olanları sahaya sürmeye çalışmış. Antalyaspor'un galibiyete ihtiyacı vardı Hagi'de bunu düşünerek her ihtimale karşı ideale yakın bir takım sahaya sürdü. Maçta yukardaki resimde görüldüğü gibi Sabri'nin her eve lazım modunda fileleri bağlamasından sonra başladı.


Dediğim gibi maçla ilgili birşey yazmaya gerek yok. Zaten ortada yazacak Arda'nın pozisyonundan başka bir pozisyonda yok. Ancak takımda gözle görülür değişikliklerde var. Takımın mücadele gücü ve kondüsyonu yavaş yavaş Hagi'nin istediği kıvama doğru geliyor. Giovanni gerçektende iyi iş çıkarıyor. Daha birkaç ay önce Rijkaard zamanında bunun sıkıntısını çok yaşamıştık.

Takımda mücadele gücü her ne kadar yükselişte olsada takımda gün geçtikçe daha derin bir yara haline gelen durum ise gerçek manada bir golcünün olmaması. Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Koskoca Galatasaray tam 1,5 sezondur tek santrafor Baros ile oynuyor. O da müzmin sakatlığa doğru giderken kahır çekmekte bize düşüyor. Gündemde Hamdaoui, Traore falan derken şimdi de Djibril Cisse varmış. Eğer bu 3 oyuncudan biri olursa gerçekten buna bir çözüm bulunabilir.

Bugün ile ilgili olarak söyelenebilecek en güzel şey ise Culio'dur. Bu adam gerçekten tam bir takım oyuncusu. Sahanın her yerinde var. Bugün yine sol içte oynadı ancak gerek hücumda gerek savunmada elinden gelenin fazlasını yaptı. İlk yarıda hücumda insiyatif alışı ise bana Keita'dan bu yana ne kadar büyük bir boşlukta olduğumuzu hissettirdi. Hücumda böyle insiyatifi eline alan bir adama gerçekten ihtiyacımız vardı. Savunmada da görevini eksiksiz yerine getirdi. Hakan Balta'nın sakatlık yaşadığı bir pozisyonda Arda rakibi karşılarken geldi topu aldı ve maç içerisinde bir çok kez yaptığı gibi topu çok iyi saklayarak faul aldırdı. Rakibe topu neredeyse hiç vermedi. O kadar güzel saklıyor ki topu mecbur kalıyor rakip faul yapmaya. Gerçekten tam bir takım oyuncusu. Yıldız değil takım oyuncusu ve büyük katkısı olacak takıma.

 Artık Biglia'dan umudumuzu kesmeye başladığımız şu günlerde ileri uca yaratıcı bir oyuncu ve forvet transfer edilip takım dahada güçlendirilmeli. Culio'yu orta sahada kullanabileceğimiz için artık benim gözümde Biglia transferi çokta önem arz etmiyor. Olursa çok daha iyi olur ama olmasada pek sorun değil. Asıl mesele artık hücuma gerçek manada iş yapacak isimlerin alınması.

Bugün ile ilgili olarak;

- Kazım'ın da hücumda tek başına kalmasına rağmen gayet olumlu işler yaptığı ve iyi yolda olduğu,

- Arda'nın artık yavaşlıkta sınırları zorladığı, (hatta bir ara düşündüm ulan Mehmet Batdal daha mı hızlı yoksa diye) 

- Sabri'nin bu takım için ne kadar önemli olduğu,

- Zapata gibi bir kaleci alınacağına sezon sonuna kadar Ufuk'a sabredilmesi gerektiği, 

- Takımım mücadele gücünün her geçen gün arttığı,

- Cana'nın saha içinde bir teknik direktör gibi talimatlar yağdırdığı,


- 10 kişi kalmamıza rağmen oyundan düşmeden maçın sonuna kadar mücadele etmemiz

akıllarda kalandı. Genel olarak takım iyi yolda. Ama transfer şart olmanında ötesinde olmazsa olmaz...

1 yorum:

  1. Bence de bir santrafor transferi şart. Baros nasıl olsa dönecek diye düşünmekten vazgeçmek lazım dönmüyor işte dönemiyor. Kaleci için de aynı fikirdeyim: Zapata - Leo Franco aynı şey!

    YanıtlaSil