6 Aralık 2010 Pazartesi

Hayalimdeki İkili


Lorik Cana'nın bu takıma katıldığı haberini aldığımda Allahım sana şükürler olsun sonunda adam gibi gerçek bir orta sahaya sahip olduk demiştim. Çünkü Cana'yı Galatasaray'a transfer sürecinden itibaren son 3 yıldır falan sürekli takip ediyordum. İlk defa dikkatimi Kanal A'da izlediğim bir Lille-Marseille maçı ile çekmişti. Adam hem Arnavut hem de 24 yaşında Marseille'nin kaptanıydı. Hem de ne kaptanlık. Sahada adeta diğer 10 Marseille'li oyuncuya hükmediyordu. Bu oyunculardan biriside Niang'dı da neyse o muhabbete girmeyelim.


Aslanlar gibi savaşıyordu sahada. Onunla mücadeleye giren oyuncu bir daha yanına yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Allahım bu ne dedim yarabbim. Böyle oyuncu canımı istesin veririm demiştim. Sonrasında elimden geldiğince takip etmeye çalışmıştım kendisini. Hem bu kadar sert oynayıp hemde bu kadar az kart görmek gerçekten zeka işidir. Futbolu çok iyi bilir. Her sezonunda neredeyse maçların %90'ında oynamıştır. Gerek PSG'de gerek Marseille ve Sunderland'da. Herkes şok olmuştu Cana'nın Sunderland'a transferini öğrenince. Pardon herkes demeyelim Rıdvan, Sergen gibi futbolun ordünaryusları Cana'yı tanımıyorlardı unuttum. Oysa Cana'nın hayallerini süsleyen lig Premier Lig'di. Daha önce Arsene Wenger onu çok istemiş ancak çalışma izninden dolayı transferi gerçekleşmemişti. Kimbilir belkide o gün transfer gerçekleşseydi şu anda kendisini yine Arsenal'de ya da devlerden birisinde görecektik. Ama o Premier Lig ateşi ile yandığı için Sunderland'ın teklifini kabul etmişti. Sunderland'da daha ilk sezonunda sergilediği üstün performans ile daha ilk senesinde yanılmıyorsam ilk yarının sonlarına doğru kaptanlığa getirilmişti. Zaten o pazubandı takmasada takımın lideri oydu, komutan Cana idi. İş sadece resmiyete dökülmüştü. 

Sene sonunda Galatasaray'a transferi ile futbolu gerçekten bilen isimler bu transfere çok sevinmişlerdi. Çünkü Galatasaray'ın en çok sıkıntı çektiği mevki orta sahaydı. Cana ile birlikte Galatasaray'ın orta sahasının gücü ikiye katlanmıştı. Artık Galatasaray orta sahası savaşacaktı. Biz burada Cana transferine sevinirken Sunderland forumlarında taraftarlar yönetime sövüyorlardı Cana nasıl olurda satılır diye. Bir çok taraftar inanamamıştı bile buna. Sonrasında sakatlıktı, Rijkaard'ın sistemiydi derken Hagi ile birlikte buldu kendini Cana. Şimdi Galatasarayımızın vazgeçilmezi. Onsuz bir orta saha düşünülemez. Haa Rıdvan, Sergen, Bülent, Mustafa Doğan gibi futbolun kitabını yazacak adamlar onun gibi Bank Asya'da 50 tane bulurum derler. Ama bilmezler ki kendileri gibi Türkiye'de 70 milyon tane var. Benim dedem'de Sergen'in söylediğini söylüyor varın gerisini siz düşünün yani, yorumlar aynı. 

Her ne kadar Cana ile orta saha gücümüz 2'ye katlamış olsa da yinede eksik olan bir şey var. Ayhan, Sarp, Barış'ın üçünü toplasan Cana'nın yarısı etmez. Ama rakibimiz Beşiktaş'ta geldiği günden beri imrenerek izlediğim bir isim var ki o da Fabian Ernst. İmrenmektende öte kıskanıyorum bu adamı. Cana geldiğinden beri hep düşünüp duruyorum. Acaba Ernst bizde olsaydı ve Cana ile birlikte oynasaydı neler olurdu. Bir kere şunu söyleyelim bu orta saha ikilisini Türkiye'de geçebilecek bir takım yok.


Ben Beşiktaş'ın teknik direktörü olsam 2 oyuncudan hiç bir zaman vazgeçmem. Birincisi Ernst diğeri de Necip. Zaten Shuster'de herkesten vazgeçti ama Ernst bütün maçlarda oynadı. 

Dedim ya düşünüyorum Cana ile birlikte oynadıklarını. Cana mücadelesi ile rakibi yıldırır, Ernst de sadece mücadelesi ile değil topu oyuna sokuşu, dikinine oynaması ve sık sık hücuma çıkması oyunun her iki yönünde var olan bir oyuncu. İkili mücadeleden hiç kaçmayan çok güçlü, sezgileri kuvvetli, pozisyon kabiliyeti üst derecede bir oyuncu. Bunun yanında o da gerçekten bir lider. Maç içerisinde konsantrasyonu maksimum düzeyde her zaman. Az öncede dediğimiz gibi sık sık hücuma çıkması ve özellikle de duran toplardan attığı goller ile hücumsal anlamda da gerçek bir silah. Ne zaman izlesem kendisini hep keşke ile başlayan cümleler kurarım ve cümlenin içinde Cana ve Galatasaray olur ve ahh ulan diye biter. 

Schalke'de oynarkende çok beğenirdim onu. Werder Bremen zamanlarında çok fazla izlememiştim ama Schalke'de oynarken az maçını izlemedim. Hem Bundesliga hem de Şampiyonlar Ligi'nde olsun. 

Neyse lafı yine keşke ile başlayarak bitirelim;

Keşke bu Ernst, Cana ile birlikte Galatasaray forması giyse. Ahh ulan ahh nerde o günler yine boşuna hayal kuruyorum...

2 yorum:

  1. bu sezon sonu sözleşmesi bitiyor. Yönetim ilk defa doğru bir iş yapsada alsalar Ernst'i. Beşiktaş'a yılın golü olur hem :)

    YanıtlaSil