Öncelikle maçın kadrosuna baktığımızda yeni olarak 3 oyuncu görüyoruz. Serdar, Burak ve Umut. Diğer 8 oyuncumuz yine geçen seferki kadroyla aynı. Ama yinede kadroda ki en belirgin özellik Servet dışında formayı hakeden giymiş, isimler değil. Servet son haftalardaki performansı ile banko oynamayı bırak kadroya bile seçilmemeliydi.
Maçın ilk dk'sından itibaren hücum pres ile başladık. İlerde Umut'un olması bunu iyi uygulamamızdaki en büyük etkendi. Umut tam Hakan Şükür tarzında bir santrafor. Tek kusuru ise Hakan'dan daha beceriksiz olması son vuruşlarda. İlerde yaptığımız hücum presle Hollanda oyun kuramadı ve ilk dk'larda etkili olduk.
İlerde bastığımız bir pozisyonda Nuri topu kaptı ve kendisine yapılan faulde Selçuk ve Nuri topun başındaydı. Selçuk'un bunları ne kadar etkili kullandığını bilmeyen yok tabi ki ama pozisyon ve vuruş açısı sol ayaklı birisi için daha elverişliydi ve Nuri varken Selçuk kullandı bu atışı. Yani bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi duran top. Hem defansta hem hücumda duran toplarda çok aciz durumdayız. Benim her zaman savunduğum nokta takımınızda gerçek bir duran top ustası yoksa Hagi gibi pozisyon hangi oyuncuya elverişliyse o kullansın. O pozisyonda Nuri kesme bir vuruş yapabilir ve daha etkili olabilirdik. Selçuk'u eleştirmiyorum kesinlikle Türk futbolcusunun illa ben vuracağım hastalığı beni çok sinir eden bir durum.
Nuri ilk yarıda takımın beyni durumundaydı ve bence bunuda gayet iyi bir şekilde yaptı. Nuri bu yeni yapılanmanın en önemli oyuncusu olacak. Aslında ona birazda serbestlik tanımak gerekiyor Dortmund'da ki gibi. O zaman daha da etkili olacaktır. Ama tabi Emre tekrar milli takıma seçilirse böyle oynayabilir mi o da var. Nuri'nin Burak'a attığı bir ara pas vardı ki gerçekten çok güzel bir pozisyondu. Burak birazda şansla 2 kişiden sıyrıldı çokta güzel bir plase vurdu ama Stekelenburg çok iyi çıkardı topu.
Türk futbolunun en büyük kusurlarından biriside defans oyuncularının topu ileri dangul dungul dikmesi. Servet'te bu durum tam bir hastalık durumunda. Sürekli ileri dikiyor topu. Boşkende yapıyor bunu. Aynı hastalık Sabri'de de var. Sabri deyince dün akşam o da orta sahanın göbeğinde sağa yakın olarak oynadı. Çok koştu yine mücadele etti ama çokta etkili değildi. Kanatta oynadığı zaman mücadelesinin yanında bindirmeleriyle de etkili olabiliyor her ne kadar orta açmayı bilmesede arada bir denk geliyor. Ama orta sahada çok bocalıyor Sabri. Topu tutamıyor ve pas tercihleri yanlış oluyor. Gökhan ile Sabri arkalı önlü oynayıpta Hamit göbekte olsaydı iki oyuncu açısındanda daha iyi olabilirdi.
İlk yarıda takım gayet iyiydi.Sneijder, Vaart ve Huntelaar nerdeyse sahada yoktu. Tek pozisyon Sneijder'in şutuydu onuda Volkan çıkardı. Serdar Kesimal hiç riske girmedi ama Servet gibi dan dun vurmadı da toplara. En çok şaşırdığım olay ise Servet'in hiç riske girmemesiydi. İşine gelince nasılda oluyor. Ama bir pozisyon var ki resmen çıldırdım. Arkası dönük geriye doğru koşuyor bir taraftanda eli havada pozisyona itiraz ediyor ve sonra top sırtına çarpıyor. Bilader sen işine baksana ya. İtiraz edeceksende sonra et. O pozisyonda yüzü dönük olsaydı topu göğsüyle alabilir belkide atağa kalkabilirdik ama işte Servet fazla söze gerek yok.
İkinci yarıya ise Hollanda kazanmaya çıktığını daha ilk dk'larda gösterdi. İlk yarı Hollanda da dostluk maçı havasında oynamıştı ama maçı kazanmaya çıkan bir Hollanda karşısında işimiz hiç kolay değildi. Hele ki yeni oynayan oyuncularla. Ama yinede iyiydik 2. yarıda da.İlk yarıda takımın tek zayıf halkası olan İsmail'in kaptırdığı topta Huntelaar golü atınca 3 maçtır gol yemediğimiz Hollanda'dan golü yemiş olduk.
Ama golden sonra da yine pozisyonlara girdik. Hele ki Nuri'nin ortasında Umut'un bir kafası var ki en olmayacak yere vurdu. Tam Stekelenburg'un üzerine gitti top. Devamında ki pozisyonda da yine Umut değerlendiremedi. Umut'un yine tek forvet oynadığı bir Brezilya maçı hatırlıyorum orda da 1-2 tane pozisyonu yine böyle beceriksizce harcamıştı. Gerçekten iyi bir golcü ama daha iyi olmasını engelleyen tekşey bu beceriksizliği. Birazcık çalışsa bunuda aşacak ve daha iyi olacaktır.
Oyuncu değişiklikleri geldikçe yeni Milli Takım yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Herkesin çok merak ettiği Mehmet Ekici'de 62. dk'da girdi oyuna. Oynayacağı 28 dk'da ondan çok fazla şey beklememek gerekiyordu çünkü ilk kez milli oldu ve takımda onu anlayabilecek en iyi oyuncu Nuri'ydi. Ama sırıtmadıda Mehmet. Oyuna girdikten sonra solda başladı maça ama Engin girince o da gerçek mevkisine göbeğe geçti. O da girdikten sonra şöyle bir düşündümde Selçuk, Nuri ve Mehmet Ekici'li bir orta saha gerçekten hem mücadeleci hemde çok zeki bir orta saha olacak. Sola Arda gelince sağda da Hamit ile gerçekten hücum anlamında iyi bir takım çıkacak ortaya ama mesele ileri uçta oynayacak oyuncuda bitiyor yine. Bana göre de bu işi böyle bir kadroyla en iyi yapabilcek isim Mevlüt Erdinç olur.
Son 15-20 dk Hollanda o kadar sakin ve basit oynadı ki ben şahsen sahada olsam o topu kovalamaktan delirirdim. Sakin, seri ve çok fazla pas yaptılar. Bu dk'larda kaptığı bir topta Sabri bir çalımlar attı ki ağzım açık kaldı. Noluyoruz lan dedim. 4 kişiyi çalımladı 5. de top taca çıktı artık. Dar alanda o kadar seri hareketler yaptı ki gerçekten maçın en güzel hareketiydi bu da.
Şu Milli Takımdaki her futbolcuyu anlarım bir şekilde hakedip geldiler ama Colin Kazım'ın ne işi var bu takımda allah aşkına biri söylesin ya. Fenerbahçe'de ne futbol oynadı ki seçildi Milli Takıma. Serdar Özkan'a çok benzetirim ben Kazım'ı. Herkes yetenekli olduğunu söyler ama o yeteneksiz olduğunu her maç cümle aleme gösterir. Birde sevgili spikerler ve yorumcular bu adamın adı Kazım Kazım değil Colin Kazım. Formasında bile C.Kazım yazıyor. Kim uydurdu bunu anlamıyorum. Kaçırdığı bir gol var ki ya aklım almıyor nasıl kaçar bu gol. Ya Servet gibi yeteneksiz bir adam bile atardı bu golü ya. Milli Takımı kesinlikle haketmeyen ve seçilmemesi gereken bir oyuncu bence.
Son dk'larda da Engin ile bulduğumuz bir pozisyon vardı ondada Stekelenburg iki pozisyondada başarılıydı. Engin'in futbolunu hep beğenmişimdir ama adamın kafasında sorun var. Onuda Şenol Güneş yavaş yavaş hallediyor.
Yeni seçilen oyuncularımızıda kısaca yorumlarsak;
Serdar Kesimal; Defansta sakin ve panik yapmayan bir yapısı var. İlk maçınıda Hollanda gibi takıma karşı oynamak kolay değildi. Ama ben beğendim Serdar'ı. Servet'ten daha iyi bir oyuncu olacağı kesin ve henüz 21 yaşında. Hiddink'in onda kesinlikle ısrar etmesi lazım. Ben yanında hiç değilse 2. yarıda Ersan'ı da görmek isterdim ama malesef olmadı.
Burak Yılmaz; Elinden geleni yaptı. Ben Burak'ın futbolunu hep beğenmişimdir ama yaptığı hatalarla bugüne kadar gram ilerleme kaydedememişti. Ama Şenol Güneş tıpkı engin gibi Burak içinde bir şans. Hem hücumda hem defansta vardı. Hollanda sağ kanadını çok zorladı. Kesinlikle rotasyonda mutlaka olması gereken bir isim.
Umut Bulut; Çok koşuyor çok mücadele ediyor ama işte son vuruşlardaki beceriksizliği onun hep en üst seviyeye çıkmasını engelliyor. Kaçırdığı pozisyonlar gerçekten bir santraforun kaçırmaması gereken pozisyonlardı. Hadi biri kaçtı diğerini atmalıydı bence. Ama yaptığı hücum presle Hakan'lı günleri anımsatmadı değil.
Mehmet Ekici; 28 dk oynadı. Sırıtmadı ama takıma alışması için daha fazla oynaması ve sürekli çağırılması gerek. Yukarıda da dediğim gibi ilerde Nuri ve Selçuk ile orta sahada banko yer alacağını tahmin ediyorum. Onda da kesinlikle ısrar etmeli Hiddink çünkü kazanmak için çok uğraştı onu.
Engin Baytar; Yetenek var, hırs var, mücadele var ama sorun hep kafasındaydı Engin'in. O sorunu da Şenol Güneş çözünce hem Trabzonspor hemde Milli Takım iyi bir oyuncu kazandı. Sürekli dikine ve hızlı oynuyor Engin. Aslında Milli Takımın sorunlarından biriside hızlı oynayamaması. Ama Engin ile bu sorun aşılabilir. Banko oynayamıyacaktır belki ama rotasyonda her zaman olacaktır.
Yekta Kurtuluş; Kasımpaşa'nın yıldızı 2 senedir gösterdiği performans ile gerçekten haketmişti Milli Takıma seçilmeyi. Birşeyler yapmaya fırsatı olmadı. Bundan sonra da sürekli olmasa bile ara ara seçileceğini tahmin etmek zor değil. Sezon sonunda büyüklerden birine transferide gerçekleşirse daha fazla göz önünde olup Milli Takımdaki yerini daha da sağlamlaştırabilir.
Yiğit İncedemir; O da 90+1'de girdi oyuna zaten birşeyler yapması imkansızdı. Orta sahada sonuna kadar savaşan hatta yetmediği durumlarda da dövüşen bir oyuncu Yiğit. O da Yekta gibi sürekli olarak belki seçilmeyecek ama her zaman düşünülecek isimlerden birisi olacaktır.
Hiddink aslında bugün birkaç oyuncuya daha şans verebilirdi. Mesela 2. yarıda ya da hiç olmadı son 10 dk Ersan Gülüm'ü denemeliydi. Forvet hattında da çakma forvet Kazım yerine gerçek bir forvet olan Portsmuth'lu genç Nadir oynayabilirdi. Ama olsun gerçekten bir değişim şarttı Milli Takıma ve bu değişiklikler bile daha ilk maçtan olumlu izlenimler verdi. Sırada bu gençlerde ısrar etmek var. Tabi daha bu takıma Arda'nın da katılacağını unutmamak gerek. Ama Oğuzhan Özyakup, İlkay Gündoğan, Taner Yalçın, Jem Paul Karacan,Ömer Toprak ve Deniz Naki'de katılırsa Milli Takıma işte o zaman işin rengi çok değişecek. Hiddink Türkiye'de ki yerlilerden çok gurbetçilere önem verdiğini göstererek ligimizdeki yerlilerin aklını başına almasını sağlayacak. Gurbetçilerde de kesinlikle ısrar etmesi ve onları Milli Takıma kazandırması gerek. Gökhan İnler, Mesut Özil ve Eren Derdiyok'u gördükten sonra tek bir oyuncunun bile elden kaçmasına tahammül kalmadı artık.
Son olarakta Hollanda ile bitirelim. İlk yarıyı dostluk maçı havasında geçirdikleri ve Milli Takımımızında ilerde pres yapması oyun kurdurtmaması ile zorlandılar. İkinci yarı ise kazanmaya çıktıkları ortadaydı ve bireysel hatamızla da olsa golü buldular. Ama yinde zorlandılar ikinci yarıdada net pozisyonlarımız vardı. Benim en çok beğendiğim oyuncu ilse Afellay'dı. Hamit, Sabri ve Gökhan ile kapattığımız sağ kanatta hem ofansta hem de defansta çok iyi işler yaptı. İkinci yarının sonlarına doğru sağ kanada geçip orayıda zorlamayı başardı. Gerçekten çok büyük bir gelecek bekliyor Fas asıllı Hollandalı oyuncuyu. Devre arasından sonra Barcelona forması giyecek. Bence orada daha da büyüyecektir futboluyla. Çünkü Barcelona öyle boş transfer yapmaz. Aldığı isim mutlaka takıma öyle ya da böyle katkı sağlar. Afellay'ın da daha genç olması ve müthiş yeteneği ile futbolunu çok ilerilere taşıyacağı ortada. Hollanda Milli Marşını okumaması ise onun hala gönülden Fas'lı olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak bu değişim bizi daha iyi yerlere taşıyacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder