Maçın 11'lerine baktığımız zaman Ankaragücü'nün ideale yakın bir 11'le çıktığını, Fenerbahçe'nin ise birazda zorunluluktan rotasyon yaptığını gördük. Aslında bu maçta genç oyuncuları oynatmasını bekliyordum Aykut Hoca'dan ama aklımdan geçen isim Gökay değil Okan'dı. Özgür Çek ve Vittek Ankaragücü'nün en önemli eksikleriydi bence ki özellikle Özgür'ü ilk yarıda çok aradılar.
Serkan Kırıntılı'nın ilk kez eski takımına karşı oynamasıda ilginçti ama Mert Günok varken gereksiz bir transferdi Serkan.
İlk 10 dk tamamen orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Theo Weeks ve Adem'e Caner, Baroni ve Gökay ile karşılık verdi göbekte Fenerbahçe. Kanatlarda ise Kazım ve Stoch ile bindirmeler yaptılar. Nitekim golde Stoch'un ortasında Semih'ten geldi. Bu adam gerçektende golü kokluyor. Pozisyon alışı güzeldi golde.
Golden sonrada Ankaragücü isteksiz futbolunu sürdürdü. İlk yarıda ilerde preste yapmamaları ve yaratıcılıktan yoksun futbolları ile sürekli savunma yaptılar. Uğur Uçar'ın sol bekte başlayıp sağa geçmesi ile Fenerbahçe Gökhan ve Kazım ile çok etkili ataklar yaptı. Şu Kazım'ın Ronaldo vari hareketleri koca maçta yaptığı tek olumlu hareketti. Gökhan ile bu kanattan etkili oldu Fenerbahçe.
37. dk'ya kadar tek kale oynayan bir Fenerbahçe vardı sahada. İlk pozisyonunuda bu dk'da buldu Ankaragücü. Sapara'nın ara pası ile Sestak pozisyona girdi ama kötü bir vuruş yaptı. Zaten maç yavaş yavaş bu dk'dan sonra dengelenmeye başladı. Ankaragücü ilerde pres yapmaya başlayınca Fenerbahçe oyun kurmakta çok zorlandı çünkü oyun kuracak çapta bir oyuncusu yoktu. Ancak Ankaragücü'nün ilerde çoğalamaması Fenerbahçe savunmasını çokta zorlamadı. Sadece Metin, Sapara ve Sestak ile hücum yaptılar. Yobo'da zaten bu üçlüye yetti. İlk yarının son dk'sında Güven'in sol kanattan orta şut karışımı vuruşuda önce Serkan sonrada direkten dışarı çıktı. İlk yarıda akılda kalan sadece bunlardı.
İlk yarıdaki futboldan sonra 2. yarıda açıkçası bir beklentim yoktu Ankaragücü'nden. Çünkü ilk yarıda taa 37. dk'ya kadar çok isteksiz bir futbol vardı sahada. O dk'dan sonra biraz kıpırdandılar o kadar.
2. yarıya Ankaragücü hızlı başladı. Açıkçası golü erken bulamasalardı işleri zordu. 48'de Sapara ortaladı, Klukowski aşırttı ve Rajnoch golü attı. Rajnoch golü atarken benim saydığım 3 Fenerbahçeli'nin yanından geçti gitti ve 3'ü de sadece seyretti. Caner, Bekir ve topa vururkende Baroni sadece seyrettiler. Ömer Üründül'de yine yorumlarıyla döktürdü.
Golden hemen sonra Yobo ilk defa adamını kaçırdı Sestak karşı karşıya kaldı Serkan'la ama değerlendiremediler.
Ankaragücü'nün etkili futbolunu Dia ve Gökhan Ünal değişikliği ile kırmayı planladı Aykut Hoca ama Fenerbahçe defanstan top çıkaramadığı için etkili olamadılar. Bugün Yobo değil de Bilica olsaydı daha da farklı bir maç olurdu.
Fenerbahçe'nin 2. yarıda ilk yakaladığı pozisyon Santos'un frikiğiydi. Santos'da bu dk'ya kadar etkisizdi. Maç eksiği çok belliydi Santos'da.
Yobo topla ilk kez ileri çıktı ve kaptırdığı top gol oldu. Takım oyun kuramadığı için Yobo kendisi topla ileri çıktı ama topu kaptırınca pozisyonun gol olacağı gün gibi ortadaydı. Çünkü Yobo'suz Fenerbahçe defansına defans demeye bin şahit ister. Galatasaray'ın defansından farksız. Nitekim Mehmet Çakır'ın ortasında Sestak golü attı. Birkaç dk sonra 2. golün kopyası gibi bir pozisyonda yine Mehmet Çakır ortaladı bu sefer Gökhan Gönül çok güzel bir plase (!) ile golü attı. 3-1'den sonra Ankaragücü kontrol futbolunu beceremedi, bunun üzerine ilerde pres yapmayıda bırakınca Fenerbahçe yine pozisyonlara girmeye başladı. Hele Santos'un pasında Gökhan Ünal dokunabilseydi fark 1'e inecekti ve maç Ankaragücü için kritik bir hal alacaktı. Çünkü iki takımda yorulmuş ve orta sahalar düşmüştü artık. Kornerden gelen topa Santos çok güzel bir kafa vuruşu yaptı ve fark tam 1'e inmişti ki bir dk sonra Ankaragücü dördüncü golü buldu.
Fenerbahçe bugün Lugano ve özelliklede Emre'yi çok aradı. Özellikle Emre'siz Fenerbahçe'nin işi gerçektende kolay değil. Bugün genç Gökay'ı ise beğendim ama alt yapıdan çıkan her Türk futbolcusu gibi onunda bariz bir fizik problemi var. Biraz daha kuvvetlenmesi ve daha fazla oynaması gerek. Yoksa kesinlikle Baroni'den bir eksiği yok. Zaten bu Baroni ne işe yarar ben bir türlü çözemedim. Bizim Mustafa Sarp gibi o da.
Ankaragücü'nde ise bana göre yabancılar tamam ama yerliler onlar kadar yeterli değil. En basitinden bir Özgür Çek'in yokluğunu 90 dk boyunca hissettiler. Ediz ve Aydın gibi 2 yetenekli ismi göndermelerine bir türlü anlam veremedim. Transfere ihtiyaçları var ama yabancı değil yerli ve kaliteli isimlere ihtiyaçları var.
Dediğimiz gibi iyi alıştı Ankaragücü 4-2'ye. Demek ki problem sadece bizde değilmiş :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder