4 Nisan 2011 Pazartesi

Asıl Gitmesi Gerekenler Hep Kaldı


Öncelikle şunu söyleyeyim maç ile ilgili tek kelime bir şey yoktur bu yazıda. Tek tek saymaya gerek varmı? Şu kadroda elinizdeyken teknik direktörde suç aramaya gerek varmı? Rijkaard suçluydu, Hagi suçluydu, Bülent Ünder'de suçlu olacak yakında. Hatta bugün suçlamaya başlayanlar bile vardır adım gibi eminim. Ama şaşırmamak gerek. Bunlar Rıdvan Abilerini dinleyip havaalanında Arda'ya gider yapan adamlar. 


Bu takımda futbolcular hariç herkes suçlu. Ankaragücüne kendi sahamızda 4-2 yenilirken, sahadaki ruhsuzlar resmen maçı satarken suçlu Rijkaard'dı. O dönemde anlayan anlamayan herkes Rijkaard'a gider yapıyordu. Rijkaard gitti bu futbolcular takımda kaldı. Suçlu Rijkaard'dı. 


Peki sonrasında ne oldu. Galatasaray tarihinde ilk defa 9. haftada teknik direktör değiştirdi. Galatasaray'a aşık Hagi geldi takımın başına. Hem de Fenerbahçe deplasmanı öncesinde. Hagi bu karakterinde yok korku. Galatasaray'a aşık Hagi. Yine korkmadı. Fenerbahçe maçından sonra geleyim demedi. Geldi takımın başına geçti. Fenerbahçe'ye karşı alınan beraberlik sonrasında herkesin umutları yeşermişti. Ancak sonrasında işler yine istendiği gibi gitmedi. Hagi'ye de yapılan giderin haddi hesabı olmadı. Yalan yok yeri geldi bende eleştirdim ama o Hagi'ydi. Yine de umudumuz vardı azıcıkta olsa. Ve yine bir Fenerbahçe maçında bu kez sonrasında Hagi ile Galatasaray'ın yolları bir kez daha ayrıldı. Fenerbahçe'ye karşı 1-0 öndeyken maçı 2-1 kaybetmekte Hagi'nin suçuydu. Hagi futbolu bilmiyordu. Ama sahadaki ruhsuzlar anlıyordu futboldan. Hagi'de gitti. Takımda kalan yine onlardı.


Ve şimdi de Bülent Ünder geldi. Bir sezon içerisinde 3 teknik direktör değiştirerek bu anlamda bir kez daha tarihimizde bir ilki yaşadık. Daha ilk maçında onuda eleştirenleri gördüm. O da gidecek elbet. Suçlu o denilecek. Şu rezil takımı Galatasaray sevdası uğruna birşeyler düzeltemeyeceğini bile bile alması kimsenin umurunda olmayacak. Acımasızca eleştirilecek. Ama sahada oynayan ruhsuzlara kimse yine bir şey söylemeyecek. Bülent Hoca'da gidecek ama yine kalan onlar olacak.


Bir sezonda 3 ayrı teknik direktör. Rijkaard suçlu, Hagi suçlu hatta bugün Bülent Ünder'de suçlanıyor daha ilk maçında. Takımın başındaki isimler farklı ancak takım aynı. İşte bu yüzden sonuç değişmiyor. Bunu anlayamayan bazıları ise hala teknik direktörlerde suç arıyor. İlk sıradaki resimde tam 27 futbolcu var. Bu takımdan en az 10-15 tane adam gönderip yerine alt yapıdan, gurbetçilerden, ligden vs vs yenilerini alıp sıfırdan bir takım kuracaksın ki bu rezil durumu gelecek sezon yaşamayasın. Bu takımın sorunu teknik direktör değil, bu takımın sorunu her defasında suçu teknik direktörlerde bulan yönetim ve istediği teknik direktörü gönderebilen, ruhsuzlukları ile yaşattıkları bu utançla sonsuza kadar unutulmayacak olan yeni çeri topluluğu. 

Artık sayenizde insan içine çıkamaz olduk. Farkındamısınız değilmisiniz bilmiyorum ancak küme düşme hattının hemen üzerindeyiz. Çok merak ediyorum o formayı giyerken hiç utanmıyormusunuz? İnsan içine çıkacak yüzü kendinizde nasıl buluyorsunuz? Bu kulüpte bir çok kişi adını tarihe altın harflerle yazdırdı, ancak bir çoğuda tarihte kara bir leke olarak kaldı. İşte bugün takımın bu hale gelmesine sebep olan siz bu takımın tarihindeki en büyük kara lekesiniz.

Keşke Galatasaray sana tavır alabilsem, hatta kızabilsem, sövebilsem. Ama haftaya, daha sonraki hafta hatta daha sonraki hafta yenilginin kaçınılmaz olduğu bir maç öncesi bile yine formamı giyip, atkımı takıp heyecanla maçı izlemeye başlayacağım. Gol yiyince yine kahrolacağım, yenilince yine gözlerim dolacak kaderimize söylenip, söveceğim. Ama Galatasaray sana sövmeye, sana kızmaya yine kıyamayacağım. Çünkü sen her ne kadar seni sevenleri bu kadar üzsende, ben sana bu kadar aşıkken sana kızmaya, sövmeye kıyamam. Zaten hangi sevdadan galip çıktık ki...

Söylediğim gibi hep asıl gitmesi gerekenler kaldı. Ve sonuç ortada...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder